İdrar kaçırma üzerine farkındalığı artırmak adına şehir şehir dolaşan Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü, İstanbul ve Ankara’dan sonra Bursa’da da yoğun bir ilgiyle karşılandı. Seminer Osmangazi Belediyesi'nin ev sahipliğinde Nergis Kumbasar'ın sunumuyla gerçekleşirken, Prof. Dr. Tufan Tarcan yanlış tedavilerin insanları hekime gitmekten uzaklaştırdığını özellikle vurguladı. Prof. Dr. Cüneyd Özkürkçügil ise idrar kaçırma problemi yaşayanlara zamanında tanı konulamaz ise böbreklerini kaybedebileceklerini hatta diyaliz hastası dahi olabileceklerini ifade etti.
Günümüzde idrar kaçırma kadınların en büyük sorunlarından bir tanesi olarak başı çekiyor. Şehir şehir gezerek kadınları idrar kaçırma problemiyle ilgili bilgilendirme çalışması yapan Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü Osmangazi Belediyesi'nin ev sahipliğinde Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi'nde Nergis Kumbasar'ın sunumuyla bir seminer düzenledi. Canped ve Kontinans Derneği’nin birlikte gerçekleştirdiği bu farkındalık projesi İstanbul ve Ankara’dan sonra Bursa’da da yoğun bir ilgiyle karşılandı. Seminerde Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan yanlış tedavilerin insanları hekime gitmekten uzaklaştırdığını ve korkuttuğunu özellikle vurgularken, Kontinans Derneği 2. Başkanı Cüneyd Özkürkçügil ise özellikle bazı tip idrar kaçırma problemi yaşayanlara zamanında tanı konulamaz ise böbreklerini kaybedebileceklerini hatta diyaliz hastası dahi olabileceklerinin altını çizdi.
İdrar kaçırma problemi yaşayan insanların; nereye gideceğini, ne yapacağını ve nasıl yardım alması gerektiğini bilmediğini vurgulayan Prof. Dr. Tufan Tarcan, ”İdrar kaçırma her yaşta ve her cinsiyette görülebiliyor. Bu şikâyetin görülme sıklığı ise yaşlandıkça artıyor; idrar kaçırmayla ilgili hastaların bilgi olarak hala daha birçok eksiği var.” açıklamasında bulundu.
İdrar kaçırma Parkinson ya da MS gibi nörolojik hastalıkların ön göstergesi olabilir
İdrar kaçırmanın bir hastalık değil bir belirti olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cüneyd Özkürkçügil, “İdrar kaçırma çok çeşitli hastalıkların ön göstergesi olabiliyor. Bunların bir kısmı Parkinson ya da MS gibi nörolojik hastalıklar.” dedi. Genel olarak nörolojik nedenlere bağlı olmayan idrar kaçırmada genetik faktörlerin de olabileceğini ancak ellerinde bilimsel bir veri olmadığının altını çizen Cüneyd Özkürkçügil, “Her 5 kadından 1 tanesi çocukluğundan ölümüne kadar idrar kaçırabiliyor. İdrar kaçırmanın yaşlanmanın normal bir sonucu olmadığı gibi menopoz sürecinin de bir parçası olmadığını özellikle vurgulayan Özkürkçügil, “Kadınlarda bunun farkındalığını yaratmak en büyük amacımız. Çünkü idrar kaçırma kadınların sosyal yaşam kalitesini ileri derecede bozuyor.” diye konuştu.
Yanlış tedaviler insanları hekimden uzaklaştırıyor
Yanlış tedavilerin insanları hekime gitmekten uzaklaştırdığını ve korkuttuğunu özellikle vurgulayan Tufan Tarcan, “Çevrelerinde kötü ameliyat geçmişi olan hastalarla insanların konuşmaları onları tedaviden uzaklaştırıyor. Bize başvurmalarını engelliyor. Herkesin idrar kaçırması birbirinden farklı olabilir.” dedi. Kadınların genelde kültürel nedenler ve utanmadan dolayı idrar kaçırma problemini saklama ihtiyacı duyduğunu ifade eden Tarcan, “Eskiden olmayan şimdi ise kadınların büyük kurtarıcısı olan mesane pedleri var. Biz de bazı hastalarımıza en azından tedavi olana kadar bunları öneriyoruz. Yatağa bağımlı hastalarda ise idrar toplayıcı hasta bezleri hayat kurtarıcı oluyor. Uygun materyallerin kullanılmadığı durumlarda ise ciddi cilt enfeksiyonları ortaya çıkabiliyor.” diye konuştu.
İdrar kaçırmanın çok önemli hastalıkların ön bulgusu olabildiğini ifade eden Cüneyd Özkürkçügil, “Bazı durumlarda, idrar kaçırma problemi olanlara zamanında tanı konulamaz ise böbreklerini kaybedebilir hatta diyaliz hastası olabilir.” açıklamasında bulundu.
Uzun süre idrar tutmanın zararlarına değinen Tufan Tarcan şöyle devam etti: “İdrar torbamız belli bir hacimde depolamaya müsait. Eğer bundan fazlası olursa bazı komplikasyonlar meydana gelebiliyor. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, geçmeyen sistitler gibi…. Uzun yıllar bu devam ettiğinde mesane kasının zayıflaması ortaya çıkıyor. Bu kötü alışkanlık ne yazık ki çocukluk çağından başlıyor. Annelerin yanlış yönlendirmesiyle çocuklar okulda gün boyunca idrarlarını tutuyorlar ve bu alışkanlık maalesef geçmiyor. Büyüdüklerinde de bunu devam ettiriyorlar. Tekrarlayan ve antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen idrar yolu enfeksiyonları meydana geliyor sonrasında. Bunların temeli çocukluk çağlarından başlayan idrar tutmaktan kaynaklanıyor. Çocukların 3 saatte bir tuvalete gitmeleri ve bol su içmeleri gerekiyor. Çünkü sistitlere yol açan mikroplar dışarıdan alınmıyor. Bu mikropların çoğu kendi vücudumuzda yaşayan mikroplar.”
“Çok fazla su içiyorsanız bu sizin idrar kaçırmanızı artıracaktır.” diye konuşan Cüneyd Özkürkçügil, “Bol su içmenin bir kriteri var. Herkesin vücut kitle indeksine yani boy-kilo oranına göre su tüketimi çok önemli. Ne fazla ne az tam ölçüsünde olmalı.” diye konuştu.
İdrar kaçırmada bitkisel ilaçların hiçbir yerinin olmadığının altını çizen Tarcan, “Bizim ilaçlarımızın hepsinin temelinde bitkilerden alınan özler var. Ne fark var? İlaçların içinde kullanılan maddelerin tam olarak dozunu biliyoruz. Bu maddelerin hepsinde bilimsel çalışmalarda test ediyoruz. Etkinliklerini ortaya koyuyoruz. Şu anda bilimsel olarak ispatlanmış ve idrar kaçırmada etkili hiçbir bitkisel ilaç yok. Hastalarımıza hekimlerin önerdiğinin dışına çıkmamayı öneriyoruz.” diye konuştu.
İdrar kaçırma problemi yaşayanlar fazla kilolarından kurtulmalı
İdrar kaçırmada riski azaltacak şeylerden bir tanesinin kilo verme olduğunu belirten Tufan Tarcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kilo veren hastalarda bu şikâyetin azaldığını hatta bazılarında tamamen kaybolduğunu biliyoruz. Kilo fazlanız var ve idrar kaçırma problemi yaşıyorsanız ilk yapacağınız şey mutlaka kilo vermeniz olacak. Bağırsaklarınızda kabızlıkla ilgili bir problem varsa, her gün rahat ve yumuşak bir şekilde dışkılama yapamıyorsanız bunu mutlaka düzeltmek lazım. Ani sıkışmayla idrar kaçırıyorsanız mesaneyi uyaran çay, kahve, gazlı içeceklerden uzak durmanız lazım. Sigara içiyorsanız bırakmalısınız. Gereksiz rahim alımı ameliyatlarından kaçınmalısınız. Çünkü daha büyük sorunlar ortaya çıkabiliyor.”