Dünyada her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Meme kanseri kadın kanserlerinin yüzde 25’ini oluşturuyor ve kadınlardaki kansere bağlı ölümlerin yaklaşık yüzde 15’i de yine meme kanserinden kaynaklanıyor. Gelişmiş ülkelerde en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin ülkemizde görülme sıklığı da günden güne artıyor. Uzmanlar buna neden olarak hayat tarzı değişikliği, batı tarzı beslenme, doğurmama ya da ileri yaşta çocuk sahibi olma gibi faktörlerin neden olduğunu söylüyor.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhis ve tedavinin hayati önem taşıdığını vurgulamak amaçlı belirlenen 01-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’nda meme kanserinin ülkemizde görülme sıklığı nedir, tanı ve tedavide dünyada neredeyiz gibi soruların yanıtlarını Doç. Dr. Mustafa Tükenmez cevapladı…
Ülkemizde meme kanseri görülme yaşı batı ülkelerine göre daha düşük
Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu kayıt sistemine göre 100 meme kanseri hastasının 30’u 40-50 yaş aralığında, 40 yaş altı oranı ise yüzde 16,5. Bu veriler ülkemizde meme kanseri görülme yaşının batı ülkelerinden daha genç yaşta olduğunu gösteriyor.
Meme kanserinin görülme yaşı bu kadar düşük olan ülkemizde kendi kendine meme muayenesi ve klinik meme muayenesi oldukça önemli. Dolayısıyla meme kanseri tarama amaçlı 20’li yaşlarla beraber ayda bir kendi kendine muayene, 2-3 yılda bir hekim muayenesi, 40 yaşla beraber de kendi kendine muayeneye ek olarak yıllık mamografi ve hekim muayenesi öneriyoruz.
Erken teşhis önemli
Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhisin önemi büyük. Erken teşhis hayat kurtarıcı olmanın yanında organ kaybı olmadan ve kemoterapi, radyoterapi gibi ek tedavilere gerek olmadan normal hayatımıza devam edilmesini sağlayabiliyor. Bu yüzden kadınlar her ay kendi kendine muayene yapmalı, hekim muayenesi ve mamografik taramaları ihmal etmemeliler.
Riskin bilincinde olup hayat tarzını değiştirmek şart
Türkiye’de sadece geçen yıl yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri teşhisi konuldu. Her 8 kadından biri bu hastalıkla mücadele ediyor. Genetik ve çevresel faktörlerin dışında stresli yaşam, sağlıksız beslenme, geç evlenme ya da geç yaşta çocuk sahibi olma meme kanserine davetiye çıkartan faktörler. Beslenme ve yaşam tarzımızı düzenleyerek bu riski en aza indirmek mümkün.
Meme Sağlığı Merkezleri tedavide başarı oranını arttırıyor
Meme kanseri üzerinde en çok bilimsel araştırmalar yapılan ve sürekli yeni tedavilerin eklendiği bir kanser türü. Ve tedavi süreci için birçok branştan uzman bir araya geliyor. Aynı dünyadaki meme sağlığı merkezlerindeki gibi ülkemizde de artık meme kanseri tedavisi için açılan merkezlerde meme radyolojisi, meme cerrahisi, patoloji, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji, nükleer tıp, plastik ve rekonstrüktif cerrahi, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarından oluşan ekipler hastaya en uygun tedavi seçeneklerini tartışarak karar veriyor. Ülkemizde birçok branştan hekimlerin bulunduğu bu meme sağlığı merkezlerinin artmasıyla meme kanseri tedavisindeki başarı oranları da günden güne artıyor.