Toplumun temel taşı olan aile kurumunda aşkın ve mantığın bir arada dengeli bir şekilde bulunması gerektiğini belirten psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, duyguyla aşk arasında mutlaka bir ilişki olması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bir otomobil düşünün. Bu otomobilin motoru ve direksiyonu var. Direksiyon nereye gideceğini yönlendirir, motor da enerji verir. Motor aşktır. Direksiyon da duygudur. İkisinin muhakkak birbirini tamamlaması gerekiyor" uyarısında bulundu.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplumun temel taşı ailenin sağlıklı bir şekilde işleyişinde eş seçiminin önemine işaret etti.
Krizleri yenmek için duygu lazım
Evlilikte ideal olan şeklin hem aşk hem de mantık evliliğinin bir arada olduğu model olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Burada doğru olan aslında ikisi bir arada olan evliliklerdir. Atalarımız, 'Aşkın gözü kördür kaynanalar olmasa' diye boşuna söylememiş. Aşkın gözü kördür. Evlilikte bir müddet sonra hayatın gerçekleriyle karşılaşıldığı zaman aşk buharlaşıyor. Sadece mantık evliliği olduğunda da şöyle bir durum ortaya çıkabiliyor; evlilik öyle bir kurum ki kar zarar analizleri, hesaplamalar yaparak evlilik yürümez. İlk krizde dağılır. Krizleri yenmek için de duygu lazım" uyarısında bulundu.
Motor aşktır, direksiyon duygudur
Duyguyla mantık arasındaki ilişkiyi de bir metaforla anlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bir otomobil düşünün. Bu otomobilin motoru ve direksiyonu var. Direksiyon, nereye gideceğini yönlendirir, motor da enerji verir. Motor aşktır. Direksiyon da duygudur. İkisinin muhakkak birbirini tamamlaması gerekiyor. O nedenle ideal evlilik için aşk ve mantığın bütünsel birlikteliği demek lazım" diye konuştu.
Evliliğin bir durum değil, bir süreç olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, tanışma şekillerine göre yapılan evliliklere ilişkin olarak şunları söyledi:
"Aşk evliliğin sebebi mi sonucu mu? Yapılan incelemeler var. Eğer aşk evliliğin sebebi olursa yani taraflar iyi ilişki kuramıyorsa aşk buharlaşıyor. Eğer aşk evliliğin sonucuysa, kişiler de iyi iş birliği kuruyorlarsa fakat sevgileri başlangıçta çok da yoksa aşk sonradan ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle aşk evlilikte sebep değil, sonuçtur. Evliliklerde anne ve babanın kararları önemli. Günümüzde Batı tipli evlilikler var. Anne baba hiç karışmıyor. Çocuk tamamen kendi kararını kendi alıyor. Bunda da bir risk var. Gençler anlık hislere kapılıp yanlış kararlar verebiliyorlar bazen."
Eş seçiminde evlilik olgunluğu analiz edilmeli
Evliliğin insan hayatındaki iki önemli konudan biri olduğunu, bu nedenle eş seçiminin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Psikiyatride kullanılan evlilik olgunluğu ölçeği vardır. Bu ölçekte dört ana kategoriyle ilgili sorular soruluyor. Benim son çıkan Hz. Mevlana ile Aile Terapisi kitabımın sonunda bu ölçek var. Biyolojik, duygusal, ekonomik ve sosyal yönden faktörler var. Mesela burada kişi, 'Eş olarak seçeceğim kişiyi seviyor muyum?' şeklindeki soruları yanıtlıyor. 'Evlilikten önce gözünüzü dört açın, evlendikten sonra da yarım açın' şeklinde bir söz vardır. Evlilik insan hayatındaki en önemli iki karardan biri. Bu kararlar eş seçimi ve meslek seçimidir. Eş seçiminde kişi evlilik olgunluğunu analiz etmeli. Ortalama veya ortalamanın üzerinde bir cevap veriyorsa kişi evliliğe hazır demektir" dedi.
Evlendikten sonra hayat senaryosunu yeniden yazmak gerekiyor
Evlilikte mental esneklik ve çiftler arasında uyumun çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:
"Hepimizin çocukluğunda öğrendiği hayat senaryoları vardır. Herkesin annesi, babası, abisi kardeşi var. Bu kişilerle oluşturduğumuz bir hayat senaryosu var. Evlendikten sonra kişinin hayat senaryosunun içine yeni bir aktör daha giriyor. O zaman da o aktöre göre hayat senaryosunu yeniden yazmak gerekiyor. 'Eşim babam gibi olsun' diyorsanız bu gerçekçi değil. O ayrı bir insan çünkü. Böyle durumlarda mental esneklik dediğimiz yeni duruma uyum sağlama becerisi olması lazım kişinin. Kişinin eşiyle empati yapması gerekli. Tartışma ve özeleştiri gibi kültürleri aileden başlatmamız lazım. Demokrasi ailede başlar diye bir söz vardır. Demokraside herkese söz hakkı verilir. Ailede de bu böyle olmalıdır. Bu çağda adalet istiyorsak bunun en ideal yöntemi aile içi demokrasiyi sağlamaktır. Aile içerisinde adalet olmazsa fitne çıkar"
Evlilikteki problemlerin çoğunun iki tarafın ailelerini kıyaslaması, maddi sorunlar ve ego savaşlarından kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Sorunlar büyük ölçüde senin ailen benim ailem, senin paran benim param gibi konulardan çıkıyor. Bu ego savaşlarına sebep oluyor. Burada en önemli şey evde maddi paylaşımın olması. Bu paylaşımın adil bir şekilde yapılıp yapılmaması sorunlara yol açıyor. Genelde bu paylaşımlarda kadın tarafı hep fedakârlık yapıyor. Geleneksel kültürlerde erkek parayı kadına karşı sopa gibi kullanıyor. Böyle kullandığı için de ilişki bozuluyor" dedi.
Günümüzde kız çocuklarının ve kadınların okuduğunu, meslek sahibi olduklarını hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, erkeklerin bir kısmının hala bu duruma hazır olmadığını sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bir otomobil düşünün. Bu otomobilin motoru ve direksiyonu var. Direksiyon nereye gideceğini yönlendirir, motor da enerji verir. Motor aşktır. Direksiyon da duygudur. İkisinin muhakkak birbirini tamamlaması gerekiyor" uyarısında bulundu.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplumun temel taşı ailenin sağlıklı bir şekilde işleyişinde eş seçiminin önemine işaret etti.
Krizleri yenmek için duygu lazım
Evlilikte ideal olan şeklin hem aşk hem de mantık evliliğinin bir arada olduğu model olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Burada doğru olan aslında ikisi bir arada olan evliliklerdir. Atalarımız, 'Aşkın gözü kördür kaynanalar olmasa' diye boşuna söylememiş. Aşkın gözü kördür. Evlilikte bir müddet sonra hayatın gerçekleriyle karşılaşıldığı zaman aşk buharlaşıyor. Sadece mantık evliliği olduğunda da şöyle bir durum ortaya çıkabiliyor; evlilik öyle bir kurum ki kar zarar analizleri, hesaplamalar yaparak evlilik yürümez. İlk krizde dağılır. Krizleri yenmek için de duygu lazım" uyarısında bulundu.
Motor aşktır, direksiyon duygudur
Duyguyla mantık arasındaki ilişkiyi de bir metaforla anlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bir otomobil düşünün. Bu otomobilin motoru ve direksiyonu var. Direksiyon, nereye gideceğini yönlendirir, motor da enerji verir. Motor aşktır. Direksiyon da duygudur. İkisinin muhakkak birbirini tamamlaması gerekiyor. O nedenle ideal evlilik için aşk ve mantığın bütünsel birlikteliği demek lazım" diye konuştu.
Aşk evlilikte sebep değil, sonuçtur
Evliliğin bir durum değil, bir süreç olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, tanışma şekillerine göre yapılan evliliklere ilişkin olarak şunları söyledi:
"Aşk evliliğin sebebi mi sonucu mu? Yapılan incelemeler var. Eğer aşk evliliğin sebebi olursa yani taraflar iyi ilişki kuramıyorsa aşk buharlaşıyor. Eğer aşk evliliğin sonucuysa, kişiler de iyi iş birliği kuruyorlarsa fakat sevgileri başlangıçta çok da yoksa aşk sonradan ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle aşk evlilikte sebep değil, sonuçtur. Evliliklerde anne ve babanın kararları önemli. Günümüzde Batı tipli evlilikler var. Anne baba hiç karışmıyor. Çocuk tamamen kendi kararını kendi alıyor. Bunda da bir risk var. Gençler anlık hislere kapılıp yanlış kararlar verebiliyorlar bazen."
Eş seçiminde evlilik olgunluğu analiz edilmeli
Evliliğin insan hayatındaki iki önemli konudan biri olduğunu, bu nedenle eş seçiminin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Psikiyatride kullanılan evlilik olgunluğu ölçeği vardır. Bu ölçekte dört ana kategoriyle ilgili sorular soruluyor. Benim son çıkan Hz. Mevlana ile Aile Terapisi kitabımın sonunda bu ölçek var. Biyolojik, duygusal, ekonomik ve sosyal yönden faktörler var. Mesela burada kişi, 'Eş olarak seçeceğim kişiyi seviyor muyum?' şeklindeki soruları yanıtlıyor. 'Evlilikten önce gözünüzü dört açın, evlendikten sonra da yarım açın' şeklinde bir söz vardır. Evlilik insan hayatındaki en önemli iki karardan biri. Bu kararlar eş seçimi ve meslek seçimidir. Eş seçiminde kişi evlilik olgunluğunu analiz etmeli. Ortalama veya ortalamanın üzerinde bir cevap veriyorsa kişi evliliğe hazır demektir" dedi.
Evlendikten sonra hayat senaryosunu yeniden yazmak gerekiyor
Evlilikte mental esneklik ve çiftler arasında uyumun çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:
"Hepimizin çocukluğunda öğrendiği hayat senaryoları vardır. Herkesin annesi, babası, abisi kardeşi var. Bu kişilerle oluşturduğumuz bir hayat senaryosu var. Evlendikten sonra kişinin hayat senaryosunun içine yeni bir aktör daha giriyor. O zaman da o aktöre göre hayat senaryosunu yeniden yazmak gerekiyor. 'Eşim babam gibi olsun' diyorsanız bu gerçekçi değil. O ayrı bir insan çünkü. Böyle durumlarda mental esneklik dediğimiz yeni duruma uyum sağlama becerisi olması lazım kişinin. Kişinin eşiyle empati yapması gerekli. Tartışma ve özeleştiri gibi kültürleri aileden başlatmamız lazım. Demokrasi ailede başlar diye bir söz vardır. Demokraside herkese söz hakkı verilir. Ailede de bu böyle olmalıdır. Bu çağda adalet istiyorsak bunun en ideal yöntemi aile içi demokrasiyi sağlamaktır. Aile içerisinde adalet olmazsa fitne çıkar"
Maddi paylaşım adil olmalı
Evlilikteki problemlerin çoğunun iki tarafın ailelerini kıyaslaması, maddi sorunlar ve ego savaşlarından kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Sorunlar büyük ölçüde senin ailen benim ailem, senin paran benim param gibi konulardan çıkıyor. Bu ego savaşlarına sebep oluyor. Burada en önemli şey evde maddi paylaşımın olması. Bu paylaşımın adil bir şekilde yapılıp yapılmaması sorunlara yol açıyor. Genelde bu paylaşımlarda kadın tarafı hep fedakârlık yapıyor. Geleneksel kültürlerde erkek parayı kadına karşı sopa gibi kullanıyor. Böyle kullandığı için de ilişki bozuluyor" dedi.
Günümüzde kız çocuklarının ve kadınların okuduğunu, meslek sahibi olduklarını hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, erkeklerin bir kısmının hala bu duruma hazır olmadığını sözlerine ekledi.