Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç İsmet Tamer, yeni yılın beslenme trendlerini anlatıyor… Tamer'e göre bu yıl probiyotikler öne çıkarken protein destekleri zirve yapacak.
Protein destekleri öne çıkıyor
Yeni yılda spora başlamak neredeyse hepimizin planlarında yer alıyor. Sağlıklı yaşamak isteyenler sadece spor yapmakla yetinmiyor, doğru besinleri de doğru şekilde tüketmeyi tercih ediyorlar. Uzmanlar, düzenli spor yapanların kilo başına günlük 1,5-2 gram protein tüketmesini öneriyor. Bu miktar; vücudun metabolik adaptasyonunu, kaslarının yenilenmesini ve vücudun toparlanmasını kolaylaştırmakla kalmıyor, genel sağlık durumunun korunmasına da katkıda bulunuyor. Yüksek kalitede, güvenilir ve aynı zamanda lezzetli de olan protein destekleri işte tam da bu nedenlerle 2019'da daha fazla ilgi görecek gibi gözüküyor.
Peki ya bitkisel kaynaklı proteinler?
100 kişiden en az ikisinin vejeteryan ya da vegan beslenmeyi tercih ettiği günümüzde bitkisel proteinler de eskisinden daha revaçta. Soya, bezelye, mercimek, kabuklu kuruyemişler, tam tahıllı ekmek ya da makarna gibi besinler oldukça yüksek oranda protein içeriyor. Esansiyel amino asitleri içermediklerinden daha az tercih edilen bitkisel protein türleri, sindirim sistemi ile daha barışık oldukları ve sağlıklı lif içerdikleri için aslında çok faydalılar. Bugün marketlerde bile bulabileceğiniz bitkisel protein barları, kurabiyeleri daha çok tercih edilecek. Hele esansiyel amino asitlerden zenginleştirilmiş olan ürünler, mükemmel seçenekler! Üstelik zengin bir lif, mineral ve vitamin kaynağı oldukları da yadsınamaz.
CLA ve anti-oksidanlar dönemi
Tercih edilen protein kaynakları arasında serbest gezen tavuktan; otla beslenen, antibiyotik ve hormon uygulanmamış danadan elde edilmiş etler de bulunuyor. Kırmızı ette bulunan CLA (konjuge linoleik asit) gibi vücudumuzu hastalıklardan korumaya yardımcı anti-inflamatuar (kronik yangıya karşı savaşan) maddelerin yanı sıra, vücudumuzda biriken toksik diyebileceğimiz maddelere karşı anti-oksidan etkiye sahip omega-3, A ve E vitaminlerinden zengin protein kaynakları da tercih listesinde üst sıralarda olacak.
Bağırsaklara daha fazla özen gösterilecek
Son yıllarda barsak sağlığına verilen önem arttı. Artık insanlar sindirim sistemleri düzgün çalışmadığında sadece sindirim organlarının değil, farklı organların da zarar görebileceğinin farkındalar. Bağırsaklardaki bakteri dengesi bozulduğunda enerji seviyeniz, uyku düzeniniz, bağışıklık direnciniz ve hatta hormonal dengeniz bile bozulabilir. İşte bu yüzden bağırsaklardaki dengeyi sürdürebilmeye yarayan probiyotik gıdalar iyice zirve yapacak! Ülkemiz bu ürünler açısından oldukça zengin. Yoğurt, kefir, ev yapımı turşular çok zengin probiyotik kaynakları. Ev yapımı turşunun suyu ne kadar faydalı bir besin maddesi ise, ev yapımı yoğurdun arta kalan suyu da o derece faydalı bir protein kaynağıdır. Eğer tuz ile ilgili bir sağlık sorununuz yoksa atmayın, için!
Zengin anti-oksidanlar: Fitobesinler
Fitobesinler, sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olan ve sebze-meyve kaynaklı maddelerdir. Binlercesi bulunan bu maddeler, bitkilere kendilerine has koku, renk ve tat verirler. Vitamin ve minerallerden farklı olarak tek başlarına değil, içinde bulundukları bitkisel gıda ile bir bütün olarak tüketilmeleri daha yararlı bulunmuştur. Domatesteki likopen, havuçtaki karotenoidler, siyah-yeşil çaylar ile narenciye ve havuçta bulunan flavonoidler, soya ve diğer baklagillerde bulunan izoflavonları bunlara örnek gösterebiliriz.
FDA bile bu maddelerin hem kalp-damar sağlığı hem de belli kanserlerde koruyucu etkisi olduğu yönünde görüş bildirmiştir. İnsanlar sağlıklı yaşamak için günlük diyetlerine artık bu maddeleri bulunduran besinleri mutlaka eklemek istiyorlar. Üstelik bu maddeler, insanların günlük hayatta karşılaştıkları pek çok zararlı oksidanlara karşı da koruyucu özelliğe sahipler ve yaşamın zorluklarına adapte olmamıza da yardımcı oluyorlar.
Protein destekleri öne çıkıyor
Yeni yılda spora başlamak neredeyse hepimizin planlarında yer alıyor. Sağlıklı yaşamak isteyenler sadece spor yapmakla yetinmiyor, doğru besinleri de doğru şekilde tüketmeyi tercih ediyorlar. Uzmanlar, düzenli spor yapanların kilo başına günlük 1,5-2 gram protein tüketmesini öneriyor. Bu miktar; vücudun metabolik adaptasyonunu, kaslarının yenilenmesini ve vücudun toparlanmasını kolaylaştırmakla kalmıyor, genel sağlık durumunun korunmasına da katkıda bulunuyor. Yüksek kalitede, güvenilir ve aynı zamanda lezzetli de olan protein destekleri işte tam da bu nedenlerle 2019'da daha fazla ilgi görecek gibi gözüküyor.
Peki ya bitkisel kaynaklı proteinler?
100 kişiden en az ikisinin vejeteryan ya da vegan beslenmeyi tercih ettiği günümüzde bitkisel proteinler de eskisinden daha revaçta. Soya, bezelye, mercimek, kabuklu kuruyemişler, tam tahıllı ekmek ya da makarna gibi besinler oldukça yüksek oranda protein içeriyor. Esansiyel amino asitleri içermediklerinden daha az tercih edilen bitkisel protein türleri, sindirim sistemi ile daha barışık oldukları ve sağlıklı lif içerdikleri için aslında çok faydalılar. Bugün marketlerde bile bulabileceğiniz bitkisel protein barları, kurabiyeleri daha çok tercih edilecek. Hele esansiyel amino asitlerden zenginleştirilmiş olan ürünler, mükemmel seçenekler! Üstelik zengin bir lif, mineral ve vitamin kaynağı oldukları da yadsınamaz.
CLA ve anti-oksidanlar dönemi
Tercih edilen protein kaynakları arasında serbest gezen tavuktan; otla beslenen, antibiyotik ve hormon uygulanmamış danadan elde edilmiş etler de bulunuyor. Kırmızı ette bulunan CLA (konjuge linoleik asit) gibi vücudumuzu hastalıklardan korumaya yardımcı anti-inflamatuar (kronik yangıya karşı savaşan) maddelerin yanı sıra, vücudumuzda biriken toksik diyebileceğimiz maddelere karşı anti-oksidan etkiye sahip omega-3, A ve E vitaminlerinden zengin protein kaynakları da tercih listesinde üst sıralarda olacak.
Bağırsaklara daha fazla özen gösterilecek
Son yıllarda barsak sağlığına verilen önem arttı. Artık insanlar sindirim sistemleri düzgün çalışmadığında sadece sindirim organlarının değil, farklı organların da zarar görebileceğinin farkındalar. Bağırsaklardaki bakteri dengesi bozulduğunda enerji seviyeniz, uyku düzeniniz, bağışıklık direnciniz ve hatta hormonal dengeniz bile bozulabilir. İşte bu yüzden bağırsaklardaki dengeyi sürdürebilmeye yarayan probiyotik gıdalar iyice zirve yapacak! Ülkemiz bu ürünler açısından oldukça zengin. Yoğurt, kefir, ev yapımı turşular çok zengin probiyotik kaynakları. Ev yapımı turşunun suyu ne kadar faydalı bir besin maddesi ise, ev yapımı yoğurdun arta kalan suyu da o derece faydalı bir protein kaynağıdır. Eğer tuz ile ilgili bir sağlık sorununuz yoksa atmayın, için!
Zengin anti-oksidanlar: Fitobesinler
Fitobesinler, sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olan ve sebze-meyve kaynaklı maddelerdir. Binlercesi bulunan bu maddeler, bitkilere kendilerine has koku, renk ve tat verirler. Vitamin ve minerallerden farklı olarak tek başlarına değil, içinde bulundukları bitkisel gıda ile bir bütün olarak tüketilmeleri daha yararlı bulunmuştur. Domatesteki likopen, havuçtaki karotenoidler, siyah-yeşil çaylar ile narenciye ve havuçta bulunan flavonoidler, soya ve diğer baklagillerde bulunan izoflavonları bunlara örnek gösterebiliriz.
FDA bile bu maddelerin hem kalp-damar sağlığı hem de belli kanserlerde koruyucu etkisi olduğu yönünde görüş bildirmiştir. İnsanlar sağlıklı yaşamak için günlük diyetlerine artık bu maddeleri bulunduran besinleri mutlaka eklemek istiyorlar. Üstelik bu maddeler, insanların günlük hayatta karşılaştıkları pek çok zararlı oksidanlara karşı da koruyucu özelliğe sahipler ve yaşamın zorluklarına adapte olmamıza da yardımcı oluyorlar.