Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, kireçlenmenin teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:
DÜNYANIN YÜKÜNÜ OMUZLAR DEĞİL DİZLER TAŞIR
"Dünyanın yükü her ne kadar omuzlarda diye bilinse de tıbbı açıdan bu yükü dizler taşır aslında. Vücudun bütün ağırlığını taşıyan diz eklemi üç kemik, bir çok bağ ve içi su dolu keseciklere ev sahipliği yapar. Bu nedenlerledir ki kireçlenmeye en çok maruz kalan eklemdir.
HALK ARASINDA YANLIŞ BİLİNİYOR
Kireçlenme halk arasında yanlış bilinen bir kavramdır. İki kemik yüzeyi arasında doku birikmesi değil doku kaybıdır kireçlenme. Kaybolan doku ise kıkırdaktır. Kilo alımı, eklem hastalıkları, ailede kireçlenme öyküsü, kas zayıflığı ve ilerleyen yaşa bağlı olarak kıkırdak kaybı ile başlar ve kemik dokular birbirine sürttükçe ağrı oluşur.
Ağrı hareketle artar, dinlenince geçer. Eklem merdiven inip-çıkma, oturup kalkma yürümeyle birlikte yük taşıdıkça ağrı oluşturur. Eklemden kütürtü şeklinde sesler gelir, hareket kısıtlılığı olur. Diz çevresinde şişlik (ödem) ve (kızarıklık) oluşur.
TEK TEDAVİ YÖNTEMİ İLAÇ DEĞİL
Kireçlenme tedavisinde tek yöntemin ilaç tedavisi olduğu da yanlış bilinen gerçeklerden biri. Tedavide en önemli kriter kireçlenmenin aktif ve pasif olduğu dönemlerde aynı tedavileri uygulamamak. Ağrının ve yangının aktif olduğu dönemde ağrı sınırında hareket yapmak ve dinlenme önemlidir. 20'şer dakikalık buz uygulaması da iyi bir ağrı kesici yöntemdir. Şişlik ve dizdeki yükü hafifletmek için kinesio bant uygulaması yapılabilir.
KİREÇLENMEYE KARŞI MANUEL TERAPİ
Ağrı yavaş yavaş azalmaya başladığında yangı hafiflediğinde pasif döneme geçiliyor demektir. Bu dönemde manuel terapi uygulamaları ile diz çevresi dokulara gevşeme çalışmaları etkili olmaktadır. Bununla birlikte buz uygulamasına devam edilmeli ve özellikle hareketsizliğe bağlı çok hızlı zayıflayan uyluk kasına (quadriceps) hastanın ağrısını artırmadan kuvvetlendirme programına geçilmelidir. Hafif yürüyüş programa dahil edilebilir."
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!