Buralardaki mesajlara gerçekte çok dikkat etmediğimizi, onları çoğunlukla es geçtiğimizi düşünüyor olabiliriz, fakat hepimiz reklamcılık yoluyla bizi hedef alan telkinlerden belli ölçüde etkileniriz. Hipnoz birçok yönüyle telkindir ve telkin de hipnozdur. Reklamcılar bunu bilirler ve tabi ki bu durumu kendi avantajlarına kullanırlar.
Hipnoz ve Bilinçaltı Değişim Uzmanı Mehmet Başkak, yaptığı açıklamada, kişinin bilinçaltına gönderilen gizli mesajlarla yapılan bu reklamlar hakkında önemli bilgiler verdi. Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak'ın "Tüketiciler bu haberi okumadan çarşıya, pazara çıkmasın" diye tavsiyede bulunduğu hipnozlu reklam tüyoları şöyle:
TÜKETİCİYİ İKNA ET, ALIŞVERİŞ YAPTIR
"Bazı telkinleri mutlaka fark ederiz, çünkü onlara direk olarak bakar ya da maruz kalırız, ama birçok telkini de fark etmeyiz. Örneğin, en son gördüğünüz billboardda, televizyonda ya da caddeden geçen otobüsün üzerinde hangi reklamın olduğunu hatırlıyor musunuz? Muhtemelen hayır diyorsunuz ya da gördüğünüz reklamı tam olarak hatırlamıyorsunuz. Ama o billboarddaki bilgiyi bir şekilde aldınız ve zihniniz onu işledi. Her yandan bizi kuşatma altına alan telkinlerin amacı bir fikri, bir kişiyi ya da bir şirketin ürününü satın almaya bizi ikna etmektir. Bu telkinler, tıpkı hipnozda kullanılan telkinler gibi, zihnimizin bilinçdışı kısmını hedef alır.
OLUMLU TELKİNLER
Zihnimiz ilişkilendirme yoluyla çalışmaya meyillidir, telkin de ilişkilendirme yoluyla olur. O nedenle, zihninizin reklamdaki mesajla ilişkilendirme kurmasını sağlamak için, o mesaj mesela şöyle bir şey olabilir: "Bu ürünü satın alırsanız, benim gibi genç ve güzel görüneceksiniz" ya da "Bu ürünü satın alırsanız, mutluluğu bulacak ve benim gibi gülümseyeceksiniz." Bunlar olumlu telkinler, fakat reklamcılıkta olumsuz telkinlerden de faydalanılır.
OLUMSUZ TELKİNLER
Örneğin, sigortacılık sektörüyle ilgili reklamlarda korku unsurundan çok fazla faydalanılır. "Bu sigortayı yaptırmazsanız, hırsızlık kurbanı olabilirsiniz," ya da "Bu sigortayı yaptırmazsanız, zor bir anınızda parasız ya da evsiz kalabilirsiniz" gibi. İnsanları telkin yoluyla motive etmenin çeşitli yolları mevcuttur ve bu telkinlerin bazıları direk duygularımızı hedef alırlar.
TELEVİZYON İZLERKEN HİPNOZDAYIZ
Televizyon izlerken, sıklıkla kendimi duyusal bir yolculuğa çıkmış bulurum. Televizyon izlemek bendeki gerçeklik duygusunu alır. Gerçeklik duygum o an TV ekranında ne görüyorsam o olur. Örneğin bir dizi izlerken, zihnimde ben de o dizideki insanlarla birlikteyimdir. Ekrana konsantre olurum, ve tabiri caizse, hipnotik bir hal içine girerim. Böyle bir durumda, yaptığımız, tıpkı hipnozda olduğu gibi, belli bir noktaya konsantre olmak ve dış uyaranları devre dışı bırakmaktır.
İşte bu nedenle, insanlar TV başında neredeyse hipnoz halinde olduklarından, televizyon insanlara belli telkinleri iletmek ve satış yapmak için harika bir mecradır. Zaten, gözleri sabitleme hipnozu başlatmanın temel unsurlarından biridir. Her ne kadar –gelişmiş ülkelerdeki- reklamcılıkta sübliminal (kişinin bilinçaltına gönderilen gizli mesaj) mesajların kullanımı yasak olsa da ya da onaylanmasa da, telkinler verilir, ve bazen o kadar ince taktiklerle verilir ki, fark dahi edemezsiniz.
Reklamcılar, sundukları ürünle ilgili, sizde duygusal bir reaksiyon oluşturmak için, seslerden, renklerden ve ilişkilendirme yönteminden faydalanırlar. Bilinçdışı zihniniz bu mesajları alır ve onları adeta dosyalar. Unutmayın ki, hipnoz bir telkinin bilinçdışı bir şekilde kabul edilmesiyle olan şeydir."
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!