Anestezi ve Reanimasyon Uzm. Dr. İlker Solmaz, dokuları yeniden canlandıran tedavi yöntemi “Proloterapi” ile migren ataklarının azaltıldığını ve çoğunlukla da kalıcı olarak tedavi edilebildiğini söyledi.
Çağımızın hastalıklarından biri olan migren, ağrı geldiği zaman birçok kişinin yaşamını çekilmez hale getiren bir hastalık. Uzun soluklu tedavilerle ancak başa çıkılabilen migrenden Proloterapi ile kurtulmak mümkün.
Anestezi, Reanimasyon ve Proloterapi Uzmanı Dr. İlker Solmaz, migrenin belirli aralıklarla gelen hafif baş ağrısından, çok şiddetli baş ağrısına kadar değişen bir hastalık olduğunu belirterek, hastalığın genellikle tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı, bulantı, kusma, görme bozuklukları, ışıktan ve sesten rahatsız olma, baş dönmesi gibi bulgularla seyrettiğini anımsattı.
Ağrının nedeni ortadan kaldırılıyor
Uzm. Dr. Solmaz ağrı kesicilerin ağrıyı bir süre için ertelediğine işaret ederek, Proloterapinin ağrının nedenini ortadan kaldırdığını vurguladı. Dr. İlker Solmaz, yönteme ilişkin şu bilgileri verdi:
“Boyun ve baş bölgesinde yer alan ağrıların en çok sebebi boyun omurgasını birbirine bağlayan bağlardaki harabiyettir. Omurgadaki bağların zayıflığı boyun baş-boyun bölgesindeki kasların kasılmasına bu da şiddetli ve ağrı kesicilere cevap vermeyen ağrıların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Proloterapi uygulamasıyla bu bölgede yer alan hasarlı bağlara yeniden can veriyoruz. İçerisinde şekerli serumun da bulunduğu özel bir sıvı enjeksiyonu ile hasarlı bölgede mikropsuz iltihap oluşturuyoruz. Bu iltihaplı bölge kısa zamanda tamirci hücreler tarafından işgal ediliyor ve o bölgede sağlam bir dokunun oluşması sağlanarak ağrının nedeni ortadan kaldırılıyor.”
Migren Yaşamınıza Engel Olmasın
Migren ataklarını tetikleyen unsurların kişiden kişiye değiştiğinin altını çizen İlker Solmaz, yüksek tansiyon, kadınlarda regl dönemleri, alkol, duygusal stres, aç kalma ve çok fazla ya da az uyku gibi fiziksel stresin yanı sıra, iklim değişikliği, yoğun kokular, göz kamaştıran yoğun ışıklar ve ses gibi faktörlerin en sık görülen tetikleyiciler olduğunu belirtti.
Uzm. Dr. İlker Solmaz |
• Yaşam tarzının düzenli olması,
• Düzenli uyumak,
• Düzenli yemek yemek,
• Bilinen tetikleyicilerden uzak durmak (kafein, eski peynir, et koruyucuları, monosodyum glutamat, salamura ürünler, çerez)
• Düzenli aerobik egzersiz yapmak,
• Stresi azaltmak, stresli durumlardan kurtulmak için ileriye yönelik plan yapmak,
• Boş zamanlar, hobiler, sosyal aktiviteleri artırmak,
• Çevresel etkenlerden kaçınmak,
• Güneş gözlüğü takmak,
• Dumanlı, kokulu, gürültülü ortamlardan uzak durmak,
• Vücut duruşunun düzgün olmasına dikkat etmek.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!