“Yuvayı dişi kuş yapar” söylemi, evliliklerdeki kadınların rollerine gönderme yapan anlamlı bir söz. Bir evlilikte kadın mutlu değilse o evliliğin mutlu olmasının zor olduğunu vurgulayan uzmanlar, erkeklerin duygusal davranış ve olaylara verdikleri tepkileri dahi kadınların şekillendirdiğini ifade ediyor. Yani sağlıklı ve huzurlu bir evlilikte kadına çok önemli görevler düşüyor.”
Evliliğin anahtarının kadınlarda olduğunu, mutluluğu yakalamanın yine kadınların elinde olduğunu hatırlatan Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği’nden Uzm. Psk. Seliyha Alten, erkeğin her davranış ve tepkisinin altında kadınların olduğunu vurguluyor. Alten;
“Kadınların öncelikle erkeklerin tüm duygusal davranışları ve olaylara verdikleri tepkilerinin kendilerine bağlı olarak değiştiğini bilmeleri gerekmektedir. Bu gerçek evliliklerin anahtarıdır ve bunun bilincinde olup buna yönelik doğru davranışlar sergileyen kadınlar evliliklerinde mutluluğu yakalayabilmektedir.”
Bir erkeğin eşinden en çok beklediği şeylerin başında çok fazla dile gelmese de takdir edilmek, onaylanmak ve şefkat olduğunu ifade eden Alten, erkeklerin kadının kendisini güçlü hissettirmesine ve kendisine ihtiyacı olduğunu bilmeye ihtiyaç duyduğunu kaydediyor.
Erkeğe erkeklik hissini kadın verir!
“Yani kendini erkek gibi hissetmek için karısının desteğini görmeyi tüm benliği ile beklemektedir. Erkeklerin kendisine bu şekilde hissettiren ve şefkat gösteren kadınlara eğilimi yüzyıllardır bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla aslında kadınlardan daha duygusal olabilen erkeklerin en büyük beklentisi bu alanda kendini göstermektedir. Kadınların eşlerine bu kalıpta yaklaşabilmeleri, aslında değişim gücünü elinde tutmalarına olanak sağlayan en önemli etkendir.”
Erkekler eleştirilmeden, suçlanmadan, akıl verilmeden dinlendiklerinde kendilerini daha rahat ifade edebilmektedir diyen Uzm. Psk. Seliyha Alten, çiftlerin birbirlerine zihin okuyarak davranmamaları gerektiği uyarısında bulunuyor.
Koşulsuz dinleyici olabilmek iletişimi sağlıklı kılıyor
“Evliliklerde çoğu iletişimin sorunlarının çiftlerin birbirlerinin zihinlerini okuyarak ona göre davranış gösterme eğiliminde olmasında kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla suçlanacağını, eleştirileceğini düşünen erkeklerin kendilerini iletişime kapamaları ya da dürüst davranmadıklarını görmekteyiz. Sağlıklı iletişim kurulmasını sağlayacak önemli tutumda kadına düşen rol koşulsuz bir dinleyici olabilmektir.”
Uzm. Psk. Seliyha Alten modern çağla birlikte kadınların psikolojik anlamda daha fazla yıprandıklarının altını da çiziyor.
Hoşgörülü kadın beklentilerinin karşılığını görüyor
“Modern çağın getirisi olarak ev içinde ve ev dışında ciddi sorumluluklar alan kadınlar psikolojik anlamda daha fazla yıpranmakta ve evlilik içerisinde erkeğin payına düşen sorumluluklarda beklentisini yukarıda tuttuğu gibi, ihmallere karşı daha duyarlı davranmaktadır. Bu ruh halinde kadın iletişim kurarken sağlıksız tutumlar gösterme olasılığı artmakta kocasını eleştiren, sürekli şikâyet eden ve hatta onları hor gören bir yapı içerisinde davranmaktadır. Oysa evde eşlerine karşı daha hassas, düşünceli davranabilmeyi başaran kadınların eşlerinden beklentilerini görebilme anlamında daha fazla destek aldıkları görülmektedir.”
Farklı fikirlerde ortak paydada buluşabilme önemli
Çevredeki kişilerin fikirlerine ilişkin de önemli uyarılarda bulunan Uzm. Psk. Seliyha Alten evlilikte biz olma gelişimine dikkat çekiyor.
“Evliliklerde kadınlar tarafından yapılan ve en sık görülen sağlıksız tutumlardan bir tanesi de yakın çevrenin desteğini aldığı konularda etkilenme düzeylerinin fazlalığı olmaktadır. Kadınlar özellikle çatışma yaşadıkları konularda, kararsız kaldıklarında yakın çevrenin fikirlerine başvurmakta ve genellikle bu çevrenin etkisi altında kalarak kararlar vermekte ya da iletişim şeklini sürdürmektedir. Oysa evliliklerde “biz olma gelişimi” kadın ve erkeğin ortak görüş birliğine varabilme becerisi ile doğru orantılıdır. Konu ne olursa olsun farklı görüş ve fikirler olduğu zaman ortak paydada buluşabilmeyi sağlayabilmek önemlidir.”
Evliliğin anahtarının kadınlarda olduğunu, mutluluğu yakalamanın yine kadınların elinde olduğunu hatırlatan Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği’nden Uzm. Psk. Seliyha Alten, erkeğin her davranış ve tepkisinin altında kadınların olduğunu vurguluyor. Alten;
“Kadınların öncelikle erkeklerin tüm duygusal davranışları ve olaylara verdikleri tepkilerinin kendilerine bağlı olarak değiştiğini bilmeleri gerekmektedir. Bu gerçek evliliklerin anahtarıdır ve bunun bilincinde olup buna yönelik doğru davranışlar sergileyen kadınlar evliliklerinde mutluluğu yakalayabilmektedir.”
Bir erkeğin eşinden en çok beklediği şeylerin başında çok fazla dile gelmese de takdir edilmek, onaylanmak ve şefkat olduğunu ifade eden Alten, erkeklerin kadının kendisini güçlü hissettirmesine ve kendisine ihtiyacı olduğunu bilmeye ihtiyaç duyduğunu kaydediyor.
Erkeğe erkeklik hissini kadın verir!
“Yani kendini erkek gibi hissetmek için karısının desteğini görmeyi tüm benliği ile beklemektedir. Erkeklerin kendisine bu şekilde hissettiren ve şefkat gösteren kadınlara eğilimi yüzyıllardır bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla aslında kadınlardan daha duygusal olabilen erkeklerin en büyük beklentisi bu alanda kendini göstermektedir. Kadınların eşlerine bu kalıpta yaklaşabilmeleri, aslında değişim gücünü elinde tutmalarına olanak sağlayan en önemli etkendir.”
Erkekler eleştirilmeden, suçlanmadan, akıl verilmeden dinlendiklerinde kendilerini daha rahat ifade edebilmektedir diyen Uzm. Psk. Seliyha Alten, çiftlerin birbirlerine zihin okuyarak davranmamaları gerektiği uyarısında bulunuyor.
Koşulsuz dinleyici olabilmek iletişimi sağlıklı kılıyor
“Evliliklerde çoğu iletişimin sorunlarının çiftlerin birbirlerinin zihinlerini okuyarak ona göre davranış gösterme eğiliminde olmasında kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla suçlanacağını, eleştirileceğini düşünen erkeklerin kendilerini iletişime kapamaları ya da dürüst davranmadıklarını görmekteyiz. Sağlıklı iletişim kurulmasını sağlayacak önemli tutumda kadına düşen rol koşulsuz bir dinleyici olabilmektir.”
Uzm. Psk. Seliyha Alten modern çağla birlikte kadınların psikolojik anlamda daha fazla yıprandıklarının altını da çiziyor.
Hoşgörülü kadın beklentilerinin karşılığını görüyor
“Modern çağın getirisi olarak ev içinde ve ev dışında ciddi sorumluluklar alan kadınlar psikolojik anlamda daha fazla yıpranmakta ve evlilik içerisinde erkeğin payına düşen sorumluluklarda beklentisini yukarıda tuttuğu gibi, ihmallere karşı daha duyarlı davranmaktadır. Bu ruh halinde kadın iletişim kurarken sağlıksız tutumlar gösterme olasılığı artmakta kocasını eleştiren, sürekli şikâyet eden ve hatta onları hor gören bir yapı içerisinde davranmaktadır. Oysa evde eşlerine karşı daha hassas, düşünceli davranabilmeyi başaran kadınların eşlerinden beklentilerini görebilme anlamında daha fazla destek aldıkları görülmektedir.”
Farklı fikirlerde ortak paydada buluşabilme önemli
Çevredeki kişilerin fikirlerine ilişkin de önemli uyarılarda bulunan Uzm. Psk. Seliyha Alten evlilikte biz olma gelişimine dikkat çekiyor.
“Evliliklerde kadınlar tarafından yapılan ve en sık görülen sağlıksız tutumlardan bir tanesi de yakın çevrenin desteğini aldığı konularda etkilenme düzeylerinin fazlalığı olmaktadır. Kadınlar özellikle çatışma yaşadıkları konularda, kararsız kaldıklarında yakın çevrenin fikirlerine başvurmakta ve genellikle bu çevrenin etkisi altında kalarak kararlar vermekte ya da iletişim şeklini sürdürmektedir. Oysa evliliklerde “biz olma gelişimi” kadın ve erkeğin ortak görüş birliğine varabilme becerisi ile doğru orantılıdır. Konu ne olursa olsun farklı görüş ve fikirler olduğu zaman ortak paydada buluşabilmeyi sağlayabilmek önemlidir.”