Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, çeşitli alerjik reaksiyonların ölümle sonuçlanabildiğine, alerjinin bütün vücudu tutan bir hastalık olduğuna, bebeklikten yetişkinliğe kadar geçen süreçte farklı belirtilerle kendini gösterdiğine, genetik faktörlerinde önemli olduğuna değinerek, bu hastalıkla mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekiyor. Annenin hamileyken doğal ve yeşil bir ortamda yaşamasının, solunum yoluyla doğadaki zararsız mikroplara maruz kalmasının, bebekte alerji gelişimini azaltan bir etken olduğunu belirtiyor. Hamileyken, çiftlik ortamında olduğu gibi hayvansal ve toprak kaynaklı zararsız mikroplarla temas eden bir annenin, bebeğinin de bağışıklık sisteminin geliştiğini ve alerjiden uzaklaşmayı sağlayan birinci adım olduğunu söylüyor.
Prof. Dr. Yonca Tabak; normal doğumun alerjiyle mücadelede ikinci ve önemli bir adım olduğunu, annenin doğum kanalındaki sağlıklı flora mikroplarla temasıyla, bebeğin bağışıklık sistemini geliştirecek ilk doğal uyarıyı aldığını vurguluyor. Sezeryan doğumla dünyaya gelen bebeklerin ise tamamen steril bir ortamda doğduklarını ve bu sırada hiçbir mikropla teması olmadığını dolayısıyla bağışıklık sistemlerinin alerjiye yatkın hale geldiğini söylüyor.
Mikrop bebeğinize güç verecek
Bağışıklık sistemini bir terazinin iki kolu olarak değerlendiren Prof. Dr. Yonca Tabak, “Bağışıklık sistemi mikroplarla ne kadar çok temas ederse; alerjiden o kadar çok uzaklaşıyor. Tam tersi mikropla mücadele ne kadar kısıtlanırsa; bağışıklık sistemi de alerji yönüne kayıyor. Günümüzde aileler, bir yandan çocuklarını hastalıklardan korumaya çalışırken diğer bir yandan alerjik reaksiyona yatkın hale getiriyor” diyor.
Özellikle ailesinde alerjik hastalık bulunan anne adaylarını uyaran Prof. Dr. Yonca Tabak, tıbbi bir zorunluluk olmadıkça sezeryan doğumun tercih edilmemesi, hayvan ve toprak temasından kaçınılmaması gerektiğini sözlerine ekliyor.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!