Egolarla baş etmede zorluk mu çekiyorsunuz? İş yerinizde farklı egoların hâkimiyeti mi yoksa farklı egoların çatışması mı var?
İnsan yaşamının ayrılmaz bir parçası olan ego, iş dünyasının da en büyük dertlerinden biri aslında. Ego, toplumumuzda kendine tapma hastalığı olarak bilinse de, insan yaşamında onu hırslandıran başarıya götüren güdü olarak da algılanır. Özellikle iş hayatında karşımıza çıkan ego, aslında iş hayatının en büyük diktatörüdür.
Ego, Toplumun Biçtiği Bir Rol
İş dünyasında egoların tatmin edilmesi büyük önem taşır. İnsanlar kendilerini güvende hissetmek, elinde olan fırsatları kaçırmamak için sürekli çalışır ve takdir bekler. Egolar tatmin edildiği sürece insan, kendini çok iyi ve güçlü hisseder. Fakat asıl sorun egoların tatmin edilememesiyle başlar. Kalsedon Danışmanlık’ın kurucusu Koç Nesrin Gökpınar, bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade ediyor:
“Ego aslında senin gerçek kimliğinin tam tersidir. Toplumun sana biçtiği ve senin de oynamaktan çekinmediğin roldür. Toplumun isteklerinin, senin isteklerin ve hedeflerin olması durumudur. İş hayatında seni konumlandırdıkları yerdir ve tatmin edilemeyen egolar, sahibi için sıkıntı verir.”
İşyerinde Kaosa Sebep Olabilir
Peki, bunun önüne geçmek için yöneticiler çalışanlarına nasıl davranmalı? Egolarını tatmin etmeye uğraşan çalışanlarınız bunun için ne gerekiyorsa yapacak ve önünde sonunda o başarıyı elde edip sizin takdirinizi kazanacaklardır. Siz de onları motive etmek adına çeşitli ödüller sunacaksınız.
Çalışanlarınızı yüceltmeye başladığınız andan sonra, diğer çalışanlarınızın buna alınması fazla zaman almayacaktır. Sonuç olarak da çalışma ortamında kaos oluşacaktır. Koç Nesrin Gökpınar; “Bu durumu önlemek için; tüm çalışanlarınızın, sizin için değerli olduklarını hissetmeleri çok önemlidir. En iyi çalışanlarınızı diğerlerine örnek gösterin, tanrılaştırmayın. Aksi takdirde iş ortamında rahatsız edici bir rekabet ortamı doğacak ve bu durum şirket verimliğine zarar verecektir” dedi.