Gebelikte çoğu kadın tarafından hissedilen belirtiler vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:
Adetin gelmemesi (amenore)
Daha önce düzenli adet gören sağlıklı kadınlarda beklenen adetin görülmemesi gebelik yönünde önemli bulgulardandır.
Fakat amenore hiçbir zaman tek başına gebeliğin kesin olduğunu göstermez. Psikolojik ve sosyal şartlar, iklim ve yer değişiklikleri adetin aksamasına neden olabilir. Ayrıca ağır enfeksiyon hastalıkları veya diyabet, ve diğer bazı hormonal hastalıklarda da amenore vardır (Basedow hastalığı, miksödem, akromegali, Addison). Çocuk emziren kadınların %80′ inde amenore görülür.
Nadiren de olsa henüz hiç adet görmemiş puberte çağındaki bir çocukta, bir süredir menopozda olduğu bilinen kadında da gebelik olabileceği unutulmamalıdır.
Bunların aksine gebe olduğu halde adet gören kadınlar da vardır. Halk arasında buna "üste adet görme" denir.
Bulantı – kusma
Genellikle gebeliğin 2-12. haftalarında gözlenir. Gebelerin yaklaşık % 50-60′ında bulantı-kusma görülür. Sıklıkla bulantı sabah uyanıldığında çok şiddetlidir ve gün ilerledikçe azalır. Gebelik sırasında hastanın değişen metabolizmasının, değişik durumunun, endokrin bezlerin bulantı – kusmada rollerinin olduğu düşünülmektedir.
Gebelikte ayrıca tükrük salgısında artış (hipersalivasyon) ve ağızda aşırı sulanma (pitiyalismus) mevcuttur.
Mesanede duyarlılık artışı
Gebeliğin başında büyüyen uterus mesaneye bası yapar. Mesane duyarlılığı artar. Kapasitesi azalır. Sık idrara çıkılır. Bu belirti gebeliğin 2.devresinde azalır. 3. trimesterde fetal baş pelvise inince yeniden başlar.
Yorgunluk
Erken gebeliğin sık rastlanan ve bazen çok şiddetli olan belirtisidir. Yorgunluk, yapılan işle orantısızdır. Genellikle 20. haftadan sonra geçer.
Fetal hareketlerin algılanması
Genellikle Multiparlarda 16-18. haftalarda, primiparlarda, 18-20. haftalarda gebe tarafından fetal hareketler hissedilir. Bu batın içindeki kanat çırpılmasını andıran bir duygu olarak algılanır. Bu hareketlerin şiddeti giderek artar. Bu hareketlerin anne tarafından algıladığı ilk ana "canlanma" denir.
Memelerdeki değişiklikler
İlk adet gecikmesinden kısa bir süre sonra memelerde dolgunluk, duyarlılık, karıncalanma hissedilebilir. Gebeliğe eşlik eden meme değişimleri, meme dokusunun hormonal uyarısına bağımlıdır, ama hemen adet öncesinde de aynı belirtiler bulunabilir. Nadiren yüksek prolaktin düzeylerinin varlığında memelerde gebeliktekini andıran değişimler olabilir.
Memelerde bez, yağ ve bağ dokusunda artış olur ve damarlarda, lenf bezlerinde hipertrofi meydana gelir. Böylece memelerin şekil ve kıvamında karakteristik değişiklikler olur. Areola halkası genişler ve mamilla büyür, uzar. Areolada bulunan rudimenter süt bezlerinden, Montgomery bezleri aşırı belirginleşir. Areola ve mamillanın rengi, artmış pigmentasyon nedeniyle değişir (renk açık kahverengiden, koyu siyaha kadar olabilir).
Çoğunlukla 2. gebelik ayından itibaren özellikle pigment bakımından zengin olan hastalarda pigmentasyon areola halkasından taşarak, areola çevresinde daha açık renkte sekonder gebelik areolası meydana gelir. Proliferasyona uğramış süt bezlerinin faaliyete başlamaları gebeliğin 2. ayının sonunda olur ve sekresyon başlar.
Memenin tabanından mamilla yerine doğru yapılan basınç sonucunda berrak, daha sonraki aylarda da bulanık bir hal alan beyaz sarımtırak sekret salgılanır. Bu mayi, olgun süt karakterinde olmayıp kolostrum adını alır (Kolostrum, histolojik ve kimyasal bakımdan sütten ayrılır). Fakat kolostrum varlığı kesin gebelik bulgusu değildir. Daha önce gebelik geçirmişse kolostrum sekresyonu senelerce devam edebilir.
Nulliparlarda da kolostrum teşekkülü görülmüştür. Korpus luteum persistansinde, ovarium kistlerinde, myomlarda, tüberkülozda da kolostrum oluşabilir. Hatta bazı kadınlarda menstrüasyon sırasında, pubertede, klimakteriumda, ovariumda oluşan fonksiyonel değişikliklere uygun zamanlarda kolostrum salgısı görülebilir.
Tüm bu nedenlerle meme salgısı ancak şüpheli gebelik bulgusu kabul edilebilir. Ama ilk gebeliklerde diğer sebepler de elimine edilebiliyorsa gebelik yönünden değerli bir bulgu kabul edilebilir.
Lividite
Damar genişlemesine bağlı gelişen kan göllenmesi nedeniyle vulva, vagina ve servikste mavimtırak bir renk belirginleşir.
Abdominal strialar ve pigmentasyon
Gebelerin yaklaşık %90′ında, stria gravidarum da denilen gerilme çizgileri ortaya çıkar. Derialtı ve deri ile ilgilidir. Deri dokusunun elastik lifleri birbirinden ayrılır, altında bulunan ve damardan zengin tabaka kolayca görülür. Gebelerin yalnızca %10′unda gözlenmez. Gebelikten sonra da beyaz inci sedef gibi izler bırakırlar. Striaların çokluğu kişinin dokusunun elastikiyeti, derialtı dokusunun yağlanması ve gerilmesi ile ilgilidir.
Gebelikte vücudun belli bölgelerinde ortaya çıkan renk artışı (pigmentasyon) en fazla göğüs uçları, yüz, karın ve dış genital organlarda görülür. Göbekle pubis arasında uzanan çizginin koyulaştığı görülür. Ayrıca vücuttaki diğer operasyon izlerinde de pigmentasyon artışı görülebilir.
Alın-yanak-ağız etrafında kirli kahverengi lekeler kadının yüzüne maskelenmiş bir görünüm kazandırır ve kloazma gravidarum denir (Gebelik maskesi).
Aşerme, sinirsel ve ruhi değişiklikler
Gebe kadında yemek yeme arzusuyla ilgili ve gebelikten önceki durumuna uymayan değişiklikler olur. Bazı yemeklere arzusu artar bazı yemeklere karşı isteksizlik olur. Ekşi, tatlı, tuzlu v.s. isteği artabilir. Gebenin iç-dış dünyasındaki olaylara reaksiyonu çocuğu arzu edip etmemesine göre değişir.
Fakat tüm bu anlattıklarımız subjektif belirti ve bulgulardır. Kişiden kişiye çok değişkenlik gösterir. Kesin gebelik tanısı, doktor muayenesindeki objektif bulgular ve laboratuar tetkikleri ile bu subjektif bulguların birlikte değerlendirilmesi sonucunda konulabilir.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!