Yoğun ve stresli iş yaşamı, beslenme koşulları ve diğer çevresel faktörler kalıcı felç riskinin artık genç yaşlarda dahi görülmesine neden oluyor. Hastanın eski sağlığına tamamen kavuşmanın neredeyse imkânsız olduğu kalıcı felç durumu, hem felç geçiren hastanın hem de çevresindekilerin sosyal hayatını olumsuz etkiliyor.
Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Dr. Mehmet Yavuz, kalıcı felcin 1-2 yıl öncesinde görülebilen belirtilerini ve korunma yollarını anlattı…
Kalıcı felç durumlarının önceden kendini belli ettiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, genelde vücudun bir yarısında geçici kuvvet kayıpları izlendiğini söyledi. Bu kaybın bir kaç dakikadan bir kaç saate kadar uzayabildiğini hatırlatan Dr. Yavuz, "Hatta 24 saati bile bulabilir. Geçici felç süreleri uzadıkça kalıcı felç ihtimali de artar. Felçteki öncü belirtiler her zaman kuvvet kaybı şeklinde olmaz, bazen de geçici konuşma bozukluğu, geçici hafıza kaybı ya da geçici görme kaybı şeklinde de izlenebilir. Geçici iskemik atak olarak adlandırılan bu belirtiler hiçbir iz bırakmadan en fazla 24 saat içinde kaybolur. Yapılan araştırmalara göre eğer önlem alınmazsa ve tedavi uygulanmazsa böyle geçici iskemik atak belirtileri gösterenler 1-2 yıl içinde felç olabilir" şeklinde konuştu.
Sosyal Çevre ve İş Hayatını da Felç Ediyor!
Son yıllarda çevresel şartlar, stresli iş hayatı ve beslenme koşulları, felç hastalıklarını daha erken yaşlara indirdi. Felç hastalığının günümüzde en büyük zorluklardan biri olduğunu belirten Dr. Yavuz, felcin kişiyi sosyal çevresinden kopardığını ve iş pozisyonlarını olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kişinin çalışarak kendi hayatını kazanmasının neredeyse imkânsızlaştığını belirten Dr. Yavuz, felçli kişinin hayatına devam edebilmesi için bir başkasına ihtiyaç duyabileceğini söyledi. Dolayısıyla felçli hasta, hem kendisinin hem de aileden başka birinin sosyal yaşamını ve iş hayatını olumsuz etkiliyor. Bazı hastalar evinden hatta odasından çıkamayacak hale geliyor.
Eski Sağlığa Kavuşmak Neredeyse İmkânsız…
Felç tedavisindeki en büyük hedefin hastayı eski sağlığına tamamen kavuşturmak değil, kişinin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Dr. Yavuz, felç hastasının tamamen düzelmesinin neredeyse imkânsız olduğunu hatırlattı.
Koruyucu Tedavi Felç Riskini Azaltıyor!
Felcin öncü belirtilerini çok önemsemek ve daha felç gelmeden tedaviye başlamak, yani koruyucu tedavi uygulamak gerektiğini söyleyen Dr. Yavuz, kişinin felç geldikten sonra bir daha asla eski sağlığına dönemeyeceğinin, hatta ilk dönemlerde hayati tehlike yaşayabileceğinin altını çizdi. Yavuz, "Hastanelerimizin yoğun bakım üniteleri felç hastaları ile dolu. Hem bireysel hem de ülke ekonomisi açısından, koruyucu tedaviyi ön plana çıkarmamız gerekiyor" dedi.
Beyni besleyen iki önemli damar sisteminden biri ön taraftaki şah damarları, diğeri ise daha arkadan beyne giriş yapan vertebrobaziler sistemle ilgili damarlardır. Karotis sistem, vertebrobaziler sistemden çok daha önemli olduğu için bu bölgeyi ilgilendiren felçler de daha çok önem arz eder. Bu iki damar sisteminin geçici iskemik atakları da farklı belirtiler gösterebilir.
Bu Belirtiler Varsa Dikkat!
Dr. Mehmet Yavuz, Karotis sistemi ile ilgili geçici iskemik atak belirtilerini şöyle sıralıyor:
• Vücudun bir yarısında güç, his ve duyu kaybı,
• Bir gözde geçici körlükler,
• Geçici konuşma bozuklukları,
• Geçici hafıza kayıpları,
• Vertebrobaziler sistemle ilgili iskemik atak belirtileri,
• Baş dönmesi ve dengesizlik atakları, ani göz kararmaları,
• Çift görme ve görme bulanıklığı,
• Düşme nöbetleri.
Düşme nöbetleri ani gelişir ve bazen kişi düşmeden toparlayabilir. Hastalar bunu genelde ‘aniden dizlerimin bağı çözülüyor’ şeklinde dile getirir.
Orta Yaşlarda Felç Riski Daha Fazla!
Geçici iskemik ataklar orta yaşlarda daha tehlikelidir ve kalıcı felçle sonuçlanma ihtimali yüksektir. 65 yaş ve daha ileri yaşlarda kalıcı felç ve hayati tehlike ihtimalinin daha düşük olduğunu belirten Dr. Yavuz, özellikle Karotis sistemle ilgili felç hastalığında her zaman hayati tehlikenin söz konusu olduğunu hatırlattı.
Karotis sistemi ile ilgili geçici iskemik atak belirtilerinden herhangi biri görüldüğünde derhal bir nörologa başvurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuz, bu şikâyetlerin ihmale gelmeyeceğini ve gecikildiği takdirde telafisi imkânsız sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Felç Riskini Artıran Faktörler
• Doğumsal olarak damarların yapısı,
• Hipertansiyon,
• Damar sertliği,
• Kalp kapak hastalıkları,
• Kolesterol ve trigliserit yüksekliği,
• Sigara kullanımı,
• Şeker hastalığı,
• Aşırı alkol kullanımı.
Felç geçirmeye zemin hazırlayan risk faktörlerini kontrol altında tutmak gerektiğini belirten Dr. Yavuz, stressiz bir hayat, dengeli beslenme ve düzenli egzersizle felç riskinin azaltılabileceğini sözlerini ekledi.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Dr. Mehmet Yavuz, kalıcı felcin 1-2 yıl öncesinde görülebilen belirtilerini ve korunma yollarını anlattı…
Kalıcı felç durumlarının önceden kendini belli ettiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, genelde vücudun bir yarısında geçici kuvvet kayıpları izlendiğini söyledi. Bu kaybın bir kaç dakikadan bir kaç saate kadar uzayabildiğini hatırlatan Dr. Yavuz, "Hatta 24 saati bile bulabilir. Geçici felç süreleri uzadıkça kalıcı felç ihtimali de artar. Felçteki öncü belirtiler her zaman kuvvet kaybı şeklinde olmaz, bazen de geçici konuşma bozukluğu, geçici hafıza kaybı ya da geçici görme kaybı şeklinde de izlenebilir. Geçici iskemik atak olarak adlandırılan bu belirtiler hiçbir iz bırakmadan en fazla 24 saat içinde kaybolur. Yapılan araştırmalara göre eğer önlem alınmazsa ve tedavi uygulanmazsa böyle geçici iskemik atak belirtileri gösterenler 1-2 yıl içinde felç olabilir" şeklinde konuştu.
Sosyal Çevre ve İş Hayatını da Felç Ediyor!
Son yıllarda çevresel şartlar, stresli iş hayatı ve beslenme koşulları, felç hastalıklarını daha erken yaşlara indirdi. Felç hastalığının günümüzde en büyük zorluklardan biri olduğunu belirten Dr. Yavuz, felcin kişiyi sosyal çevresinden kopardığını ve iş pozisyonlarını olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kişinin çalışarak kendi hayatını kazanmasının neredeyse imkânsızlaştığını belirten Dr. Yavuz, felçli kişinin hayatına devam edebilmesi için bir başkasına ihtiyaç duyabileceğini söyledi. Dolayısıyla felçli hasta, hem kendisinin hem de aileden başka birinin sosyal yaşamını ve iş hayatını olumsuz etkiliyor. Bazı hastalar evinden hatta odasından çıkamayacak hale geliyor.
Eski Sağlığa Kavuşmak Neredeyse İmkânsız…
Felç tedavisindeki en büyük hedefin hastayı eski sağlığına tamamen kavuşturmak değil, kişinin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Dr. Yavuz, felç hastasının tamamen düzelmesinin neredeyse imkânsız olduğunu hatırlattı.
Koruyucu Tedavi Felç Riskini Azaltıyor!
Felcin öncü belirtilerini çok önemsemek ve daha felç gelmeden tedaviye başlamak, yani koruyucu tedavi uygulamak gerektiğini söyleyen Dr. Yavuz, kişinin felç geldikten sonra bir daha asla eski sağlığına dönemeyeceğinin, hatta ilk dönemlerde hayati tehlike yaşayabileceğinin altını çizdi. Yavuz, "Hastanelerimizin yoğun bakım üniteleri felç hastaları ile dolu. Hem bireysel hem de ülke ekonomisi açısından, koruyucu tedaviyi ön plana çıkarmamız gerekiyor" dedi.
Beyni besleyen iki önemli damar sisteminden biri ön taraftaki şah damarları, diğeri ise daha arkadan beyne giriş yapan vertebrobaziler sistemle ilgili damarlardır. Karotis sistem, vertebrobaziler sistemden çok daha önemli olduğu için bu bölgeyi ilgilendiren felçler de daha çok önem arz eder. Bu iki damar sisteminin geçici iskemik atakları da farklı belirtiler gösterebilir.
Bu Belirtiler Varsa Dikkat!
Dr. Mehmet Yavuz, Karotis sistemi ile ilgili geçici iskemik atak belirtilerini şöyle sıralıyor:
• Vücudun bir yarısında güç, his ve duyu kaybı,
• Bir gözde geçici körlükler,
• Geçici konuşma bozuklukları,
• Geçici hafıza kayıpları,
• Vertebrobaziler sistemle ilgili iskemik atak belirtileri,
• Baş dönmesi ve dengesizlik atakları, ani göz kararmaları,
• Çift görme ve görme bulanıklığı,
• Düşme nöbetleri.
Düşme nöbetleri ani gelişir ve bazen kişi düşmeden toparlayabilir. Hastalar bunu genelde ‘aniden dizlerimin bağı çözülüyor’ şeklinde dile getirir.
Orta Yaşlarda Felç Riski Daha Fazla!
Geçici iskemik ataklar orta yaşlarda daha tehlikelidir ve kalıcı felçle sonuçlanma ihtimali yüksektir. 65 yaş ve daha ileri yaşlarda kalıcı felç ve hayati tehlike ihtimalinin daha düşük olduğunu belirten Dr. Yavuz, özellikle Karotis sistemle ilgili felç hastalığında her zaman hayati tehlikenin söz konusu olduğunu hatırlattı.
Karotis sistemi ile ilgili geçici iskemik atak belirtilerinden herhangi biri görüldüğünde derhal bir nörologa başvurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuz, bu şikâyetlerin ihmale gelmeyeceğini ve gecikildiği takdirde telafisi imkânsız sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Felç Riskini Artıran Faktörler
• Doğumsal olarak damarların yapısı,
• Hipertansiyon,
• Damar sertliği,
• Kalp kapak hastalıkları,
• Kolesterol ve trigliserit yüksekliği,
• Sigara kullanımı,
• Şeker hastalığı,
• Aşırı alkol kullanımı.
Felç geçirmeye zemin hazırlayan risk faktörlerini kontrol altında tutmak gerektiğini belirten Dr. Yavuz, stressiz bir hayat, dengeli beslenme ve düzenli egzersizle felç riskinin azaltılabileceğini sözlerini ekledi.