Her yeni başlangıç bilinçaltında bilinmeyene duyulan bir korku ile gerginlik yaratır. Bu düğün hazırlıkları için de geçerlidir. Çiftler yeni bir hayata hazırlanırken her şeyin en iyisi olması için uğraşırlar. Tabii ailelerle en haşır neşir oldukları bu dönemde beklentili ve stresli olurlar. Bu stresi en aza indirmek ve bu hazırlıkları keyifli zamanlara çevirmek için nasıl davranılması gerektiğini bilmek gerekir.
Sevgiyi buldunuz sonunda… Yıllardır aradığınız, geceleri hayallerinizde kim olduğunu keşfetmeyi dilediğiniz, beklediğiniz, umduğunuz o’ydu. O hasretle beklediğiniz soruyu duyduğunuzda, hiç düşünmeden, yerinizden sıçrarcasına “Evet!” dediniz. Ve macera başladı.
Her kafadan bir ses çıkma safhası
Önce yılların birikimiyle hayal ettiklerinizin toplamı vardı aklınızda. Kutlamalar, yapılacaklar, giyecekleriniz, takacaklarınız, balayınız, eviniz ve sonrasında gelen her şey. Ama yapacaklarınız şekillendikçe, işin rengi değişmeye başladı. Etrafınızdaki herkesin bir fikri olduğunu, hepsini dikkate almanız gerektiğini, kırılıp bozulmaya hazır bir sürü insanın yardım adı altında karışmaya başladığını fark ettiniz.
Ne kadar özgüveni yerinde bir birey olsanız da etkilenmemek için çırpınsanız da kulak tıkayamadınız. Ve düğün öncesi hazırlıklar sırasında heyecandan elinizi ayağınızı titreten ne varsa, endişeye dönüşüverdi, kalbiniz sıkışır oldu ve stresten karar alamayan, açıklama yapamayan, kaybolmuş bir küçük kıza dönüşüverdiniz.
Evlilik hazırlıklarının eziyete dönüşmemesi için…
Peki, tüm bunları kolaylaştırmanın yolları neler? Nasıl insan “evet” derken ki heyecanını canlı tutabilir? Ne yapılmalı ki stresin esiri olunmasın ve keyifle yapılacak seçimler eziyete dönüşmesin? Evlilik yıllar yılı, ağızdan ağza aktarılan bir peri masalı gibi gelir bana. İçine girmeden, kendi hikayenizi yazmaya başlamadan, tam olarak anlayamazsınız içeriğini ve tanımlayamazsınız ne olduğunu.
Düğün aşaması
Aslında bu konuda bizlere sunulan bu peri masalına ait aldatıcı açıklamalar suçlanmalı. Evlilik mistik bir şey değil. Evlilik hiç bitmeyen ve hep tavan yapan bir mutluluk yumağı da değil. Evlilik gayet gerçek, oldukça inişli çıkışlı, çoğunlukla uzlaşma gerektiren ama sizi beklenmedik, yepyeni, rengarenk bir diyara götüren bir yolculuk. Bu yolculuğun ilk durağı da düğün.
Düğün amacından şaşmadan yaşansa, çok keyifli, çok huzurlu ve çok mutlu yaşanabilecek bir kutlama aslında. Siz ve o, bir karar alıyorsunuz, hayatlarınızın geri kalanını beraber geçirmek istediğinizi ve birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi tüm sevdiklerinizle paylaşmak ve kutlamak istiyorsunuz. Herkesi davet ediyorsunuz ve gelenlerle bu özel kararı güzel bir şekilde kutluyorsunuz.
Hedeften şaşmalara hazırlıklı olun
Öncelikle düğün için hazırlanması gerekenler listesi var. Bu genel-geçer listede, siz kararınızı vermeden çok uzun bir zaman önce toplumca belirlenmiş ve ailelerce onaylanmış yerine getirilmesi beklenenler sıralanıyor. Bu liste ortaya çıkmaya başladıkça, heyecan yerini gerginliğe ve endişeye bırakıyor.
Gelin olarak, ortada bir de damat olduğunu sıkça hatırlamakta ve bu düğün denen kutlamanın ikinizin ortak yaşanacak bir hayata doğru atacağınız ilk adım olduğunu unutmamakta fayda var. Siz seçim yapmaya uğraşırken, her kafadan çıkacak sesi susturmak ve kendi sesinizi duyulur kılmak, gelin ve damat olarak bir takım olmanızla mümkün.
Tartışmaları önlemenin yolu
Birçok çift, ilişkilerinde yaşamadıkları kadar büyük anlaşmazlıklar ve tartışmalar yaşarlar düğün öncesi. İki tarafın ailelerinin gelenekleri, görüşleri ve beklentileri ayrıştıkça, bu anlaşmazlıkların sayısı ve şiddeti artar. Oysa gelin ve damat fikirlerine önem verdikleri insanların söyleyeceklerini dinledikten sonra, kafa kafaya verip, kendileri ne istediklerine karar verebilirlerse ve bu konuda net bir şekilde sınır koyabilirlerse insanlar da geri adım atacaklardır. Böylece hem uzlaşma sağlanacak hem de düğün gelin ve damadın istediği yönde şekillenecektir.
Uzlaşma bir takım işidir
Tabii ki bu yazıldığı kadar kolay gerçekleşecek bir süreç olmayabilir. Bir takım oluşturmak zaman ve emek ister, uzlaşma bekler ve uzlaşmak her zaman kolay olmayabilir. Heyecandan, panikten ya da endişeden gerilmiş sinirler başka bir durumda kolayca kabullenebileceğiniz bir öneriyi ısrarla reddetmenize sebep olabilir. Bunun çözümü uzlaşmanın bir takım işi olduğunu, yani çift taraflı yapılması gerektiğini hatırlamaktır.
Yaşanan problem her ne olursa olsun, kimin daha suçlu olduğuna karar vermekten vazgeçip iki tarafın da geri adım atması ve beklentilerini açık bir biçimde dile getirmesi gerekir. Unutmayın ki konuşmamak ve içinize atmak durumu çözümsüzlüğe ve içte biriken düğümlerin çoğaldığı gergin bir noktaya taşıyacaktır. Bu noktada konuşmak ve daha da önemlisi dinlemek alınacak en akıllıca önlem olacaktır.
Neden düğün yapıyorsunuz?
Düğünle ilgili bir diğer önemli nokta, amacından şaşmamasının sağlanmasıdır. Düşünün, neden düğün yapıyorsunuz? Her çiftin bu soruya vereceği cevap farklı olabilir. Ama cevap ne olursa olsun, bunu hazırlık sürecinde akılda tutmak birçok kararsızlığı çözüme götürecektir. Örneğin, “ben evlilik kararımı kutlamak ve sevdiklerimle eğlenmek için düğün yapıyorum” diyen çiftlerdenseniz, mekan, kıyafet, müzik gibi seçimleri yaparken önceliğinizin kutlama ve eğlence olduğunu unutmayın.
Düğün sizin düğününüz. “Herkesi mutlu etmek istiyorum” diye yola çıkarsanız, ayağınıza birçok taş takılacaktır. Davetlilerin farklı zevkleri, kişilikleri, istekleri ve beklentileri olacaktır. Herkesi aynı anda mutlu etmeniz çok zor. Ama çift olduğunuzu ve beraber karar alıp, beraber eğlenip, beraber mutlu olacağınızı hatırlayarak, kendinizi ve müstakbel eşinizi tahmininizden çok daha fazla mutlu etme şansına sahipsiniz.
Balayı hazırlığı
Düğün kadar önemli bir diğer karar balayıdır. Bir akşamınızı, baş başa oturup hayal ettiğiniz balayını konuşarak geçirin. Sonra hayallerinizi, bütçenize en uygun nerede gerçeğe taşıyabileceğinizi araştırın. Heyecan içinde geçmiş bir hazırlık döneminin, eğlence ve yorgunluğun birleşimi olan bir düğünün sonrasında, evli bir çift olarak renginizi bulacağınız, aşkınıza aşk katacağınız ve size yolculuğunuzun başlamış olduğunu hissettirecek yer balayınız. Bir günlüğüne bile olsa, baş başa, herkesten ve her şeyden uzak birbirinizin keyfini çıkarın.
Yapıcı bir bakış açısı daha ılımlı bir algı kazandırır
Aslında düğün hazırlığında uygulayacağınız ve öğreneceğiniz bu uzlaşmacı tavır, evliliğinizin ilerleyen aylarında ve yıllarında da çok işinize yarayacak. İki insanın aynı evi paylaşması, ortak beğeniler ve istekler oluşturması zaman alır. Bu zamanı stresli ve yorucu geçirmek yerine, paylaşarak ve karşılıklı anlayışı temel ilke edinerek geçirmek çok daha keyifli.
Unutmayın sizin yaklaşımınız ve tavrınız ne kadar olumlu ise, elde edeceğiniz sonuç da sizi o denli mutlu edecektir.
Bu hayata bakmakta kullandığınız gözlüğünüzün camlarının ne renk olduğunun, nesneleri ne renk göreceğinizi etkilemesi gibidir. İnsan algısını bakış açısıyla şekillendirir ve yapıcı bir bakış açısı, daha ılımlı bir algı kazandırır. Bu da davranışlarınızı ve yaklaşımınızı olumlu etkiler. Dolayısıyla, elde edeceğiniz sonuçlar, mutlu başlangıçlar olacaktır.
Evlilik, iki eşit çemberin kesişmesiyle oluşur. Çemberler üst üste de binmez, birbirlerinden tamamen ayrı da kalamaz. Bir başka deyişle, kim olduğunuzu değiştirmeden ortak zevklerinizin tadını doyasıya çıkardığınız ve yaşadığınız bir yolculuktur evlilik. Ve sevginiz, yolculuğunuzun zorlu dönemlerinde size yol gösterecek en güvenilir kılavuzunuzdur.
Klinik Psikolog
Şeyma Çavuşoğlu Itri
www.nadisdanismanlik.com