Uyur, rüya görür, sevişir ve kucaklaşırsınız. Bir yatağı paylaşmak hakkında başka ne söylenebilir ki?
Bilakis söylenecek çok şey var. Goodbye Insomia ve Hello Sleep kitaplarının yazarı Psikiyatr Samuel Dunkell uyku pozisyonlarını 25 seneyi aşkın bir süredir analiz edip, elde ettiği verilerle insanlar ve ilişkileri hakkında hiç bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkarıyor. Seneler geçtikçe uyuma biçimlerimiz değişir, evrimleşir. Ama duygusal karmaşamızı da her zaman yansıtacaklardır. Eşiniz ve siz nasıl uyuyorsunuz? İşte farkında olmadan anlatılanlar:
Yüz yüze:
Sarılma, cinsel münasebetin başlama noktasıdır. Kaşık pozisyonundan daha az yaygın(ve gece boyunca sürdürülmesi güç bir pozisyon) olan bu biçim, ateşli bir gecenin başlangıcını işaret eder. Bazı çiftler özel eğlenceler yaşadıkları senelerin ardından yine bu duruşa dönebiliyor. New York’lu bir psikoterapist olan Elizabeth Flynn Campbell bu konuda “Çiftler kolaylıkla ağa düşebilirler, birbirlerinden ayrı yatmak bu bağlılık dahilinde mümkün değildir”diyor. Peki ya partneriniz size bu şekilde sarılmayı seviyor ve siz de boğulacak gibi hissediyorsanız? Diğer evlilikle ilgili konular gibi uyku pozisyonları da anlaşmayla çözümlenebilir. Mesela eşiniz uyuyana kadar ona sarılıp sonra daha rahat bir pozisyona geçilebilir.
Kaşık pozisyonu:
Çok yakın, çok güvenli bu resim evliliklerin/ilişkilerin ilk 3-5 senesinde karşılaşılan en genel pozisyondur. “Genelde erkek kapsayıcı ve faaldir” diyor Dr. Dunkell. “Kadın arkadan sarılma pozisyonunu benimsiyorsa, bu daha özveri gösteren taraf olduğuna veya daha fazla duygusal destek ihtiyacı içinde olduğuna işarettir.” Kaşık pozisyonu, genital bölgenin arka kısımla bitiştiği cenin duruşu, tam olarak erotik bir his uyandırmasa da maksimum fiziksel yakınlığı sağlar. “Çoğu çift kaşık pozisyonunu rahat ve güvenli bir koza olarak buluyor” diyor psikiyatr ve terapist Dr. Shirley P. Glass. Evliliğin ön safhalarında çiftler bu pozisyonu, gecenin büyük bir bölümünde birbirleriyle eşleşerek korurlar. “Çiftten biri döndüğünde, diğeri de dönüp ona sarılır. Öylece kaşık pozisyonu ters taraftan devamlılığını sağlar” diyor Dr. Dynkell. Fakat uzun süreli bir evliliğinizin olması bu yakınlığı kaybetmeniz gerektiği anlamını taşımaz.
Krallık:
Bu pozisyonda çiftlerden biri, genellikle erkek, güçlü bir ego gösterisi, yetkili bir pozisyon alır. Kadın ise kafasını erkeğin omzuna koyar. “Dünyaya erkekle aynı perspektifte baktığından, yakınlık ve korunma hislerini kendinde daha güçlenmiş bulacaktır” diyor Dr. Dunkell. Çiftler ilişkilerinin/evliliklerinin ilk evrelerinde, teslimiyet ve taahhüt içeren bu pozisyona rağbet ederler. “Burada yüksek seviyede güven vardır” diyor Dr. Glass. “Sırt üstü yatan bir kaplumbağa gibi, kendinizi ifşa ettiğiniz ve her tür dokunuşa açık…”
Kanatlarının altında:
Bu bir öncekinden daha samimi bir pozisyondur. Çünkü erkek sadece omzuyla destek olmanın ötesinde kadını tek koluyla kavrar ve tutar. Bu pozisyon kadını cömert ve aşk dolu bir hediyenin alıcısı durumuna sokar, özellikle de kriz zamanları ve özel ihtiyaçların doğduğu anlarda. “Sizi tamamen kanatlarının altına alır” diyor Dr Glass, “Bu çok besleyici bir pozisyondur --- göğüs kanseri tedavisi gördüğüm dönemlerde, eşim beni uyuyana kadar kollarında sarılı tutardı” diye hatırladığını anlatıyor bir hastasının. “Gece boyunca değişik pozisyonlara girsek de sabaha doğru yine aynı hali alırdık. O zamanlar ne kadar güvende ve koruma altında olduğumu hep hatırlayacağım”. Fakat bu pozisyonun denenmesi için bir kriz ortamının oluşmasını beklemeye gerek yok. Ayrıca sarma işlemini erkek kısmının yapması da bir zorunluluk değildir. Onu, stresli geçen bir günün ardından yatıp konuşurken kollarınızın arasına almak, iletişiminizi güçlendirmek açından çok samimi ve candan bir yol olacaktır.
Garip:
Siz veya eşiniz gerçekten garip pozisyonlarda mı uyuyorsunuz? Yarı dışarıda (sanki ondan kurtulmak ister gibi) veya ters yatmak gibi. Dikkat edin! Evlilik ve beraberlikten farkında olmadan kaçma eğiliminde olabilirsiniz. Durumun böyle olduğunu düşünüyorsanız, bir evlilik danışmanı nelerin ters gittiği konusunda aydınlanmanıza yardımcı olacaktır. Yine de bir hoşnutsuzlukla ilgili başka işaretler yoksa, bu yeni yatış biçimini çok da yadırgamanıza gerek yok. “Gün içinde taraflar arasında bir güç savaşı ve benzeri ego çatışmaları yoksa fazla yorum yapmaya gerek yok” diyor Glass. “Bir sandalyede otururken her zaman aynı şekilde durmazsınız. Bazen canımız yakınlık ister bazen de alan. Ya da belki yatakta çok yaratıcıyızdır.”
Rahat ama birlikte:
Aşk taze olduğunda çiftler, çoğunlukla sevdikleri ve rahat ettikleri uyuma pozisyonundan feragat edip, yatakta daha yakın ve bütün olmayı sağlayan şekillere girerler. Evliliğin üstünden 5 seneye yakın bir zaman geçtikten sonra çiftlerde artan güven duygusu, yataktaki mesafenin ve konforun biraz daha artmasına müsaade edebilir. Eşler kaşık pozisyonuna benzer fakat arada belirli bir mesafe olacak şekilde yatarlar. Duygusal akım, karşı tarafa değen el, diz veya ayakla sağlanır. “Bu hem rahatlığın, hem de yakınlığın dengelenmiş biçimi olabilir diyor” Dr. Glass. Bu duruş ayrıca seks baskısını da ortadan kaldırır. Bu şefkat dolu bir pozisyondur, cinsellik dolu değil, tabii ki istediğiniz zaman yakınlaşabilirsiniz.
Sahiplenme:
Bazı çiftler fiziksel temas kurmaktan pek hoşlanmayabilir. Temas eden el veya üstünüze düşen bacak muhtemelen kazara oradadır. Her ne kadar bu ilgisiz duruş, karşı tarafla zıt duygu ve düşünceler içinde olduğunuz veya kasıtlı olarak (bir dargınlıktan ötürü) direttiğiniz anlamını taşıyabilecek olsa da çok yakın bir arkadaşlık, dostluktan da bahsedebilir. Dr. Glass’e göre bu pozisyonda çengel gibi takılan ayaklar samimiyet, konfor ve yürekliliğin bir göstergesidir. Ne de olsa kavga ederken böyle bir sahiplenmeyi benimseyebilmek için sağlam temellere ihtiyaç vardır.
Kalça teması:
Evlilikte zaman geçtikçe, uykunuzu kişiselleştirme eğilimi de artar. “Çiftin yakınlıkları çoğalıp, keşfedebilecekleri azaldıkça bireysellik ön plana çıkmaya başlar” diyor D. Dunkell. Bazı çiftler için bu daha büyük bir yatak almak, daha geniş alan sağlamak anlamına gelebilir. Sadece kalçaların temas etmesi daha geniş bir alan sağlamakla kalmaz, duygu aktarımını da temas yoluyla sağlar. “Birbirleriyle kesişen iki farklı daire gibi, bu pozisyon da karşılıklı dayanışmayı temsil eder” diye açıklıyor Dr. Glass. Bu pozisyon stresli bir günün ardından rahat bir alan sağlayacağı için tercih sebebidir.
Biraz alan:
Eşiniz yatağın diğer ucuna sizden bir tepki gelmesini beklemeden hareket ederse, bu sizde reddedilme hissi mi uyandırmalıdır? Uzmanlara göre, evlilikte doğru veya yanlış diye tanımlanabilecek bir uyku pozisyonu yoktur. “Her ne kadar bu şekilde bir sapma ortada problemlerin olduğu yönünde bir ipucu olsa da çoğu evlilik partnerlerin birbirlerinin hassasiyetleriyle uğraştıklarına işaret ediyor” diyor Campbell. Daha farklı ifade edersek, endişe veya karşılık vermek yerine, bu çekilişin ardında hangi sebeplerin yattığını bulmak en doğru hareket olacaktır. Öfke? Keder? Kaygı? Eğer zor bir dönem geçirdiğini biliyorsanız, ona biraz alan verin. Eğer siz de aynı durunda olsaydınız, isteyeceğiniz çok farklı olmayacaktı. Zamanla yanınıza geri dönecektir. Ve şunu da hesaba katın; belki hormonlarınızdan veya ağzınızı şapırdatmanızdan rahatsız olup, en rahat olacağı şekilde yatağın diğer ucuna kaçmış olabilir. Eğer bu mesafe sizi yalnız hissettiriyorsa, en azından geceye birlikte başlamak için bir teklif götürebilirsiniz. Eğer hala aradaki mesafe sizi rahatlatacak ölçüde azalmazsa, samimi bir şekilde neyin ters gittiğini ortaya çıkarma vaktidir.
Kaçan kovalanır:
Uyuma pozisyonları, bir evlilikteki gerginlik ve anlaşmazlıkları anlatabilir. Mesela bir anlaşmazlık neticesinde kocanız aniden arkasını dönüp yatağın diğer ucuna kayabilir. Eğer siz de uykudayken onun peşinden gider ve ona sarılırsanız buna usulsüz kaşıklama denir. Yine de bazen mesajı veren taraf, tam olarak neyi istediğini anlatmakta başarılı olmayabilir. Dr. Glass’ın açıklaması şöyle: Uzaklaşan partner gerçekte peşine düşülmesini istiyor olabilir. Onun uzaklaşması aslında bir davet anlamı taşır. Daveti kabul edip daha yakınına gidecek misiniz? Veya partner her zaman sarılan taraf olmaktan sıkılıp düşünebilir; “Yanına sokulup sana kendimi kabul ettirebilirim ama bu peşimden geldiğindeki kadar anlam yüklü olmaz” Bu durum bir test havası taşır. Dolayısıyla usulsüz kaşıklamadan ziyade kaşıkların dansı olarak adlandırılır. Sizi cezbeden uyku stillerinize, bir bütünleme sınavıymış gibi karşı durum. Kendi vücut dilinizi okurken partnerinizi da okuyun ama hemen bir netice beklemeyin, uyku pozisyonları konuşmayı başlatmak gibidir, yıldız falı gibi değil.