Cinsel yolla bulaşan hastalıklara dikkat. Uzmanlar uyarıyor. Bazı hastalıklar belirti vermediği için hızla yayılıyor.
Kadınların kadın doğum uzmanına gelme nedenlerinin başında enfeksiyonlar ve vajinal akıntılar gelir. Bunların bir kısmı olması gereken türden. Ancak diğer kısmı cinsel yolla bulaşan hastalıklar sonucu ortaya çıkar.
Doktorlar, günümüzde cinsel özgürlüğün hızla yaygınlaşması ve yaş grubunun düşmesiyle enfeksiyonda olan artışa dikkat çekiyor ve uyarıyor: "Cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklar toplumumuzda hızla yaygın hale geliyor."
Doktora giden kadın hastaların sayısı erkek hastalarla kıyaslandığında aradaki fark çok büyük. Çünkü cinsel yolla bulaşan hastalıkların bir kısmı erkekte belirti göstermiyor. Bazılarında ciddi sorunlar çıkabiliyor ama çoğu erkek sadece taşıyıcı görevi görüyor. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Yurdanur Aktan, "Erkekte hiçbir soruna neden olmayabilir. Ama birlikte olduğu bir kadından aldığı enfeksiyonu diğer kadınlara taşıyabilir." diyor.
"Peki en sık görülen enfeksiyonlar hangileri?" diye sorduğumda Aktan'a şu yanıtı veriyor:
"Genital geçişli enfeksiyonların büyük bir kısmında değişik akıntılar vardır. Mesela çok sık gördüğümüz enfeksiyonlardan biri Trikomanas dediğimiz bir enfeksiyon. Trikomonas'ta sarı-yeşil, pis kokulu, bol miktarda akıntı hatta vajinal kanama görebiliyoruz. Muayene esnasında da akıntının rengi, kokusu, vajina ve rahim ağzındaki küçük kanama odaklarındaki çilek görüntüsünden tanıyı koyabiliyoruz.
Bel soğukluğu erkekte de akıntı yapıyor
Diğer bir enfeksiyon Gonore, -ki halk arasında bel soğukluğu olarak bilinir- bol miktarda gri/beyaz akıntıyla kendini belli eder. Genital bölgede kötü kokuya neden olur. Gonore erkekte de bol akıntı yapar ve tedavi edilmesi gereken önemli hastalıklardan biridir"
Aktan'ın sıraladığı hastalıkların bakteri kaynaklı olduğunu vurgulamak gerekiyor. Cinsel yolla bulaşan virüs kaynaklı hastalıklar da var HIV virüsünün yol açtığı AIDS ve HPV virüsünün yol açtığı Genital Herpes hastalığı gibi.
"Cinsel yolla bulaşan bir başka enfeksiyon Gardnerella adlı bakterinin yol açtığı enfeksiyon. Gardnerella' da yine gri/beyaz bir akıntı olur ancak farkı kokusudur. Çürümüş balık gibi çok şiddetli bir koku ararız bu hastalıkta. Gardnerella'da koku çok spesifiktir."
Klamidya ve Mikoplazma üreolazma kısır yapıyor
AIDS ve Genital Herpes (uçuk) dışında cinsel ilişki sonucu ortaya çıkan hastalıkların hemen hemen hepsinin tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Klamidya ve Mikoplazma hariç. Çünkü her ikisi de tedavi edilmediği takdirde bebek sahibi olmayı önlüyor.
Klamidya enfeksiyonu net belirti vermiyor. Koku yapabiliyor ya da yapmayabiliyor. Akıntı görülebiliyor (sarı) ya da görülmeyebiliyor. Tehlikesi bu bakteri hiç belirti vermeden vücutta ilerleyebiliyor. Bunun sonucunda da bakteri hastanın tüplerinde tıkanık lık oluşturarak kı sırlığa neden oluyor. Zaten hastalığın çok ilerlediği vakalarda, laporoskopi île tüplerdeki tıkanıklıklar tespit edilerek tüp bebek tedavisi öneriliyor. Mikoplazma üreoplazma ise idrar yolu enfeksiyonu ile kendini gösteriyor. Akıntı çok az ve dönem dönem genital bölgede kokuya neden oluyor.
Genel olarak bakıldığında hastalıkların çoğunda anormal seyreden bir akıntı var. Peki normali nasıl olmalı? Yurdanur Aktan'a bunu da sordum:
Hastalık belirtisi olmayan akıntı nasıl olmalı?
"Kokusuz, renksiz belirli oranda olan. Rahatsız etmeyen bazen yumurta akı kıvamında bazen krem kıvamında. Bu tarz akıntı fizyolojiktir, normaldir. Çünkü genital bölgeyi ıslak tutacak salgı bezleri var. Ancak menepozda kuruluk olabilir. Bunun dışında kaşıntı, yanma, kızarıklık, ödem, konu yapan ve rengi farklı olan her türlü akıntıda mutlaka hekime gidilmeli." yanıtını veriyor.
Bütün bu hastalıklara bakteriler yol açıyor, tedavisinde ise ilaçlar kullanılıyor. Aktan ilaç tedavisiyle çok başarılı sonuçlar aldıklarını söylüyor tabii tespit edilmiş ve çok geç kalınmamış olması kaydıyla. Tedavi edilmezse ne olur? Mevcut semptomlar varlığını sürdürmeye ve hasta 'bulaşıcı' olmaya devam eder.
Aktan, cinsel aktivite yaşının çok çok aşağılara indiğine bir kez daha vurgu yaptı ve "Bu konuda mutlaka okullarda bir çalışma yapılması gerekiyor. Cinsel yaşam, korunmalı/bariyerli cinsel ilişki aklınıza gelebilecek her tür cinsellik konusunda eğitim verilmeli" dedi. Mesajını da "Bariyerli cinsel ilişki şart. Çok erken yaşta yanlış. Çok partner yanlış" cümleleriyle özetledi.
Çiğdem İŞLER- hurriyet.com.tr